Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, tek başına bir çözümün yeterli olmayacağını, çözümün uygulanması ve maliyetinin karşılanması için uluslararası kolektif bir çaba gerektiğini belirterek, yapacak daha çok iş olduğunu söyledi.
Türkiye ve diğer garantör ülkelerin adada yeni bir döneme adım atılması için Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara destek vermesini isteyen Akıncı, “Zaman içerisinde ve federal yapının olgunlaşmasına paralel olarak, bölgesel işbirliği için doğacak fırsatlar ve gelişecek karşılıklı bağımlılık, ortak güven oluşmasına olanak sağlayacaktır. Ancak bunun oluşabilmesi için zamana gerek var” dedi.
Akıncı, “Ümidim ve inancım konferans süresince, Türkiye ve diğer garantör ülkelerin, adada yeni bir döneme adım atılması için Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı Rumlara destek verecektir. Zaman içerisinde ve federal yapının olgunlaşmasına paralel olarak, bölgesel işbirliği için doğacak fırsatlar ve gelişecek karşılıklı bağımlılık, ortak güven oluşmasına olanak sağlayacaktır. Ancak bunun oluşabilmesi için zamana gerek var” diye konuştu.
“KADERİN DEĞİŞMESİ İÇİN TARİHİ ADIM”
Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Cenevre’deki Kıbrıs Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın kaderinin değiştirilmesine dönük tarihi bir adım atıldığını söyledi. Akıncı, böylesi önemli bir gelişmenin gerçekleşmesi amacıyla işbirliği içinde olan insanlar arasında bulunmaktan mutlu olduğunu ve ayrıcalıklı hissettiğini belirtti.Akıncı, “Kıbrıs’taki tarafların garantörlerle bir araya gelmesine imkan sağlayan bu toplantı doğrudan sonuç üretemeyebilir ancak önemli ve arzulanan sonuca ulaşmak için çok zaman kalmadı” dedi.
“DAHA FAZLA ZAMAN HARCAMA LÜKSÜMÜZ YOK… BAŞARISIZLIK SEÇENEK DEĞİL”
BM himayelerinde çözüm müzakerelerinin 49. yılına girdiği Kıbrıs sorununun, 54. yıldır sürdüğünü kaydeden Akıncı, “Bizim çözüm için daha fazla zaman harcama lüksümüz yok artık. Ancak başarısızlığın bir seçenek olduğuna inanmıyorum. Başarısızlığın adayı kalıcı böleceği düşünüldüğünde, böyle bir sonucu kimse tarafından arzulamaz” ifadesini kullandı. Akıncı, adada ulaşılacak iki toplumlu, iki bölgeli, tarafların siyasi eşitliğine dayalı iki kurucu devlete dayalı bir çözümün sadece adadaki iki toplumu değil, bölgede daha geniş bir alanı olumlu etkileyeceğini kaydetti.
Akıncı, geçmişin acısını paylaşan Kıbrıslı Türk ve Rumların adanın olası imkan ve kazançlarını da paylaşabileceğini belirtti. Akıncı, sadece kuzeyin değil, adanın tamamının Türkiye gibi önemli bir ülke ile dostça ilişki kurmanın avantajlarından faydalanacağını belirtti.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler olumlu bir şekilde etkileneceğini ifade eden Akıncı, bulunacak çözümün, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkiyi de olumlu etkileyeceğini söyledi.
Akıncı, Kıbrıs sorunun çözümünün İsrail ve Kıbrıs’ın doğal gaz kaynaklarının birleştirilerek, Türkiye üzerinden Avrupa’ya daha kısa ve ekonomik bir şekilde taşınmasına olanak sağlayacağına işaret etti. Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a halihazırda boru hattı ile su getirildiğine dikkat çeken Akıncı, bu suyun adadın tüm sakinleri arasında paylaşılabileceğini belirtti.
Akıncı konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüm bunlar sadece ekonomik kalkınmanın değil, güvenlik hissiyatının da gelişmesine yardımcı olacaktır. Ümidim ve inancım, bugün başlayacak olan bu konferans süresince, Türkiye ve diğer garantör ülkeleri, adada yeni bir döneme adım atılması için Kıbrıslı Türklere ve Kıbrıslı Rumlara destek vermesidir. Zaman içerisinde ve federal yapının olgunlaşmasına paralel olarak, bölgesel işbirliği için doğacak fırsatlar ve gelişecek karşılıklı bağımlılık, ortak güven oluşmasına olanak sağlayacaktır. Ancak bunun oluşabilmesi için zamana gerek var.”
Söz edilen koşullar oluşana kadar temkinli ve gerçekçi olunması gerektiğini işaret eden Mustafa Akıncı, her iki toplumun endişelerinin anlaşılmasının ve bunların ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınmasının önemine vurgu yaptı.
Kıbrıs’la ilgili konferansın, yeni seçilen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres için de çok önemli olduğunu kaydeden Akıncı, Genel Sekreter’e yeni görevinde başarı diledi.
Akıncı, “Tek başına bir çözüm yeterli değildir. Çözümün uygulanması ve çözümün maliyetinin karşılanması için ortaya konulması gereken kolektif uluslararası çaba çok önemlidir. Şüphesiz daha yapacak çok işimiz var” dedi.
