Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Basın Toplantısı Hakkında
AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu’nun Açıklaması:
Cumhurbaşkanı dün akşamki basın toplantısında söyledikleriyle kafa karışıklığını ve sorgulamayı arttırmasına rağmen, biz olumlu noktalara değinerek başlamayı istiyoruz.
• Hedefin iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğuna dair tezini kaydediyoruz.
• Guterres Çerçevesi’nin içeriği hakkında yaptığı analizi temel olarak doğru görüyoruz.
• Ayrıca halkın, ekonominin, doğal zenginliğin birliği, savunma ve güvenlik ile ilgili yetkilerin oluşturucu devletlere devredilemeyeceği konusunda da hemfikiriz.
Bunların ötesinde pek çok mesele ve soru ortaya çıkmaktadır.
Cumhurbaşkanı adem-i merkeziyetçi federasyon hakkındaki fikrinin Kıbrıslıtürklerin bütün konularda olumlu oy talebini terk etmeleri amacını taşıdığını savunuyor. Ancak Kıbrıstürk tarafının bu tezini BM Genel Sekreteri sunduğu çerçevede reddediyor. Sn. Anastasiadis’in de kabul ettiği gibi, bu konu açıldığında görev tanımı (terms of reference) ve bunu izleyecek olanlar hakkında hemfikir olunmaması ve müzakerelerin yeniden başlamaması tehlikesi vardır.
Federasyonun merkezi yönetiminden oluşturucu devletlere devredilecek (desentralize edilecek) yetkilere ilişkin mesele hakkında Cumhurbaşkanı’nın söylediği tek şey, bu konuda karar vermeden önce uluslararası hukukçulardan görüş alacağı oldu. Yani devredilebilecek yetkilerin var olup olmadığını ve bunların hangileri olduğunu dahi bilmeksizin bu konuyu açtı. Desentralizasyonun yetkilerin devredilmesiyle değil, organlara ve kurumlara etkin katılımla ilişkisinin olduğuna dair Sn. Anastasiadis’in düne kadar söylediklerini bir kenara bırakıyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın bir yandan Bakanlar Kurulu’nda Kıbrıslıtürk oyu kabul ederken, aynı esnada EastMed için Kıbrıslıtürk olumlu oyun ne oranda bulunabileceği sorusunu sorması da bir dizi soruyu gündeme getirmektedir.
• Cumhurbaşkanı acaba bu meseleyi de tekrar açmayı mı istiyor?
• Bu şekilde müzakerenin yeniden başlayabileceğine gerçekten inanıyor mu?
• EastMed gibi bu kadar iddialı bir projenin Kıbrıslıtürkler açısından yaşamsal önemi olan bir konu olmadığı görüşünde mi?
• Ve sonuç olarak, MEB gibi konuların federal yetkiler içerisinde yer alacağına dair sözleriyle bu nasıl bağdaşıyor?
Sn. Anastasiadis iyi ön hazırlık yapılması gereksinimini her fırsatta tekrarlıyor ve bu görüşünü BM Genel Sekreteri’nin de benimsediğini iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı BM Genel Sekreteri’nin aciliyet hakkında dediğini atladı. Doğal olarak şu soru gündeme gelmektedir: 15 ay boyunca Cumhurbaşkanı ne yaptı? Görüldüğü kadarıyla hiçbir şey.
Sonuç olarak: BM Genel Sekreteri’nin çerçevesini reddetmesi için çıldırmış olması gerekeceği yönündeki Cumhurbaşkanı’nın tespitini paylaşıyoruz.
• Ancak Cumhurbaşkanı basın toplantısında söylediklerinin tümünün BM Genel Sekreteri’nin sunduğu çerçevedekilerle uyumlu olduğuna gerçekten inanıyor mu? • Dediklerinin müzakere sürecinin yeniden başlamasına gerçekten hizmet ettiğine samimi olarak inanıyor mu?