• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cumartesi, Aralık 20, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
8 °c
Nicosia
15 ° Paz
15 ° Pts
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Afetlerde insan haklarının korunması

Medeni ve siyasi haklardan olan bu güvenceler, afet sırasında ve afet meydana geldikten hemen sonra başta olmak üzere her daim gözetilmesi gereken haklardır. Bilhassa kişisel güvenlik ve fiziksel bütünlük hakkı, tüm afete müdahale sürecinde önemini korur.

Gazedda Gazedda
25 Şubat 2023
Okuma Süresi: 4 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Bianet / Özlem Altıparmak

Afet bir kader değildir. Çünkü afetler, aslında öngörülebilen tehlikelerin neticesinde gerçekleşir. Depremler, seller, orman yangınları başımıza er ya da geç geleceğini bildiğimiz tehlikelerdir.

Bir tehlikeyi afete dönüştüren şey; o tehlikeye karşı direncimizin olmayışı, tehlikeyi önleyici politikalar geliştirmeyen kamu idareleri ve bu tehlikeyle başa çıkma kapasitemizin bulunmayışıdır. Doğanın deviniminden kaynaklı tehlikeleri önlemek mümkün olmasa bile, tehlikeye maruz kalma biçimimizi belirlemek ve tehlikenin afete dönüşme riskini azaltmak mümkündür.

Bir afette ilk hissettiğimiz şokun ardından afete müdahale etmeyi önceliklendiririz. Yaşanan bir depremde yıkılan binalardan insanları kurtarmaya çalışırız, can ve mal kayıplarını en aza indirmek için çabalarız. Sokakta kaldıysak, sığınacak bir yerimizin olması en acil ihtiyacımızdır.

Ayrımcılık çok yaygın

Afetin akut olan bu dönemi geçtiğinde ise yeni sorunlar bizi bekler. Afet riskini azaltmayan uygulamalar nedeniyle, afete maruz kalmamızın kendisi bizzat hak ihlalidir aslında. Müdahale sürecinin ardından yeni hak ihlalleriyle karşılaşma olasılığımız da artar. Hatta afetler, ikincil afetler ve riskler de yaratır.

Afetler tüm dünyada yardımla birlikte anılsa da, aslında afetzedeler pek çok insan hakkı ihlali ile karşılaşıyor. Sadece kendi coğrafyamızda değil, tüm dünyada yaşanan afetlere baktığımızda benzer ihlallerin gündeme geldiğini görüyoruz. Afet yönetimi adı altında bu riskler öngörülüp engellenmediği sürece, ihlaller kadar ihlallerin etkileri de artıyor.

Bu konudaki çalışmalarda güvenlik ve emniyet eksikliği; toplumsal cinsiyete dayalı şiddet; temel ihtiyaçlara ve hizmetlere eşitsiz erişim ve de yardım sağlanırken ayrımcılık yapılması en yaygın ihlaller olarak gündeme geliyor.

Çocuklara yönelik istismar, ihmal ve çocukların sömürülmesi; ailelerin parçalanması ve özellikle çocuklar, yaşlılar, engelliler ile hayatta kalmak için aile desteğine ihtiyaç duyan diğer bireylerin yalnız kalması; kişisel belgelerin kaybolması ve yeniden elde edilmesinde çekilen güçlükler zaten kırılgan dorumumdaki bireyleri daha da kırılgan hale getiriyor.

Diğer ihlal yaratan durumlar ise yerinden edilmeyle bağlantılı gündeme geliyor. Zorunlu yer değiştirme; güvensiz yerlere geri dönüşe ve yeniden yerleştirmeye zorlanma durumları ortaya çıkabiliiyor. İstihdam ve geçim kaynağı olanaklarına eşit olmayan erişim ve mülklerin onarımı imkânlarının olmaması katmanlı ihlallere davet çıkarıyor. Tüm bu ihlaller yetersiz hukuki yaptırım ve şikayet mekanizmaları eşliğinde adil ve etkin bir yargı sistemine erişememe ile bir araya geliyor ve insan hakları ihlalleri en az afetler kadar yıkıcı olabiliyor.

Önemli 4 başlık

Peki, afetlerde insan haklarının korunması nasıl sağlanabilir? Birleşmiş Milletler Kuruluşlararası Daimi Komite (IASC) tarafından yayınlanan kılavuz ilkelere göre[1] bu hakları dört başlıkta değerlendirmek mümkün.

İlk olarak yaşam, güvenlik, fiziksel bütünlük ve tahliye durumunda aile bağlarının korunması ilkeleri sayılabilir. Bu hakların alt başlıklarında hayat kurtarıcı önlemler, özellikle tahliyeler; ailelerin parçalanmasına karşı koruma; doğal afetlerin ikincil etkilerine karşı koruma; toplumsal cinsiyete dayalı şiddet dahil olmak üzere şiddete karşı koruma; ev sahibi ailelerde ve topluluklarda veya toplu barınma yerlerinde güvenlik ve cenazelerle ilgilenmek bulunur.

Medeni ve siyasi haklardan olan bu güvenceler, afet sırasında ve afet meydana geldikten hemen sonra başta olmak üzere her daim gözetilmesi gereken haklardır. Bilhassa kişisel güvenlik ve fiziksel bütünlük hakkı, tüm afete müdahale sürecinde önemini korur.

İkinci grup haklarımız gıda, sağlık, barınma ve eğitime ilişkindir. İnsani yardım mal ve hizmetlerine erişim ve tedarik başlığı altında yeterli gıda, su ve sanitasyon, barınak, giyim, temel sağlık hizmetleri ve eğitim gibi hizmetlerin ve malların sağlanması bir zorunluluktur. Bu sosyal haklar, afetten sağ kurtulanların hayati olan insani yardımlara ulaşmasını sağlar.

Sadece afetlerin akut dönemlerinde değil, iyileşmeye doğru giden sonraki afet aşamalarında da bu hakların sağlanması gereklidir.

Üçüncü grupta konut, arazi ve mülkiyet, geçim kaynakları ve eğitim hakları düşünülmelidir. Bu gruptaki ekonomik, sosyal ve kültürel haklar,  akut dönem bitip iyileştirme çabaları başladığında bilhassa daha önemli olmaya başlar.

Son grupta ise belgeleme olarak ifade edebileceğimiz dokümantasyon; serbestçe dolaşım özgürlüğü; aile bağlarının yeniden tesisi; ifade, toplanma, örgütlenme ve din özgürlüğü ve de seçim hakları bulunur. Bu haklar, afetin iyileştirme aşaması ne kadar uzun sürerse o kadar önemli hale gelebilecek medeni ve siyasi haklardır.

Yaşadığımız afetleri anlık olup biten olaylar gibi düşünmemek gerekir ve sadece yardımlarla yaraların sarılması ne yazık ki mümkün değildir.

Çünkü insan hakkı ihlalleri, yaralarımızı daha da derinleştirir. Gerçek anlamda iyileşmek istiyorsak afetlere hak temelli yaklaşmalı ve bu yaklaşım ekseninde ilkeler belirlemeliyiz.


[1] https://www.ohchr.org/sites/default/files/Documents/Issues/IDPersons/OperationalGuidelines_IDP.pdf

Gazedda

Gazedda

Sınırların ötesine bakan özgür bir kolektif. | A free collective looking beyond borders. | Μια ελεύθερη συλλογικότητα που κοιτάζει πέρα από τα σύνορα.

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

“Mahalle kabadayısından özel kalem müdürü atayanlar sağlıktaki sorunların sorumlusudur”

Gazedda
28 Ekim 2024
Öksüz: Bu saatten sonra gözümüz kulağımız adli soruşturmada
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Öksüz: Bu saatten sonra gözümüz kulağımız adli soruşturmada

Gazedda
28 Ekim 2024
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Özersay: Suç gizlenmeye çalışıldıysa, suça ortak olunmuştur

Gazedda
28 Ekim 2024
Başsavcılık görüşü olumsuz
GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Başsavcılık görüşü olumsuz

Gazedda
14 Ekim 2024
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.