1974’den itibaren;
Kıbrıs’ın kuzeyi tamamen Kıbrıslı Rumlardan arındırıldı…
Binlerce Kıbrıslı rum silah zoruyla evlerinden, topraklarından uzaklaştırıldı…
1975 yılında onların yerine yeni insanlar getirilerek, kuzeyin Türkleştirme süreci başladı…
Kıbrıslı Rumların mülkiyetlerinin tasviye süreciyle birlikte Türkleştirilmesi gerçekleşti…
1976 yılında getirdikleri insanlara bir yıl sonra oy hakkı tanındı…
Bu insanlara neden bir yıl içinde oy hakkı tanındı?
Bu insanlar kime karşı ve kimin için oy kullandı?
1976 yılından itibaren getirilen nüfüsla birlikte kuzeydeki siyasal yapı TC devletinin çıkarları doğrultusunda sözde seçimler yapılarak şekillendirilmeye başlandı…
Binlerce Kıbrıslı Rumun yerine binlerce Türkleştirilmiş yerleşik Kıbrıs’a getirildi…
Türk Devletine itaat etmeyen, yerli işbirlikçilerin dayattığı siyasal anlayışa karşı çıkan Kıbrıslı Türkler kurşunlandı, bombalandı, işsiz bırakıldı, pasifize oldu ya da sürgüne gönderildi…
Binlerce Kıbrıslı Türk Kıbrıs’ı terketmeye devam etti… Avustralya, İngiltere, Kanada olmak üzere bir çok batılı ülkeye kuzeydeki koşulların yaşanılabilir olmamasından dolayı göç ettiler…
Özellikle uzun yıllar kamuya Türklük sözleşmesine uyum sağlayan işbirlikçi UBP ve DP’nin militanlığını yapacak olan Kıbrıslı Türkler istihdam edildi…Daha sonra yerleşikler istihdam edilmeye başlandı… Türk işgaline karşı çıkanlar ya özel sektörde allaha emanet yaşadı ya da ülkeyi terketmesi için yaşam hakları ellerinden alınarak göçe zorlandı… Gelen Türk giden Türk demeye devam ettiler… İşgalin en büyük işbirlikçilerinden biri Denktaştır diğeri de UBP’nin kendisidir!
48 yıl sonra Türk Devletinin kuzeyde yarattığı düzende Kıbrıslı Türkler kendi kendini seçemez durama getirildi. Partilerin kurultay seçimlerine bile müdahaleler edildi. Hataydan muhtarlar bile gelip seçimlere müdahale etti. Karapara, uyuşturucu gibi pislikler kuzeye getirildi. Kuzey silahlı mafyalarla dolduruldu. Kıbrıs’ın kuzeyi Türk Devletinin arka bahçesi haline getirildi. Getirmiş olduğu 40 bin asker bunların bekçiliğini yapmaya başladı.
Kıbrıslı Türkler’e Türk Devleti ırkçılık yapıyor. Merkez Bankası, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı sadece TC vatandaşı olup, Türk olan kişiler tarafından yönetiliyor. Polis ve sivil savunma teşkilatı GKK’ya bağlandı. Kıbrıslı Türkler sistematik olarak güvenlik ve ekonomi politikalrının dışında bırakıldı. Kıbrıslı oldukları için bu makamlara getirilemiyorlar. Türk devleti hiçbir zaman hiçbir konuda Kıbrıslı Türklere güvenmedi… Kıbrıslı Türkler Türklere olan bağlılığını, sevgisini sürekli olarak dile getirdi. Hatta bizim Türkiye’deki Türklerle hiçbir sorunumuz yok demeye devam ettiler. Türkiye’deki Türklerin umurlarında bile olmadı Kıbrıslı Türkler… Tam tersi onların şiveleriyle dalga geçtiler…Varlıklarını küçümsediler… Onları siz rum musunuz diye sorgulayarak kendilerine göre ötekileştirdiler.
48 yıl içinde Kıbrıslı rumların tasviye sürecinden sonra Kıbrıslı Türklerin tasviye süreci de başladı. Türk devleti Kıbrıslı olan hiçbir şeye tahammül edemiyordu. Dağlar yok edildi, Ormanlar yakıldı, denizlere bok verildi, havaya Teknecikle zehir verildi… Kanser vakaları hat safada… Okullar hastaneler yetersiz… Türk sömürgeciliği Kıbrıs’ın kuzeyini sömürdükçe sömürdü… Öte taraftan Kıbrıs Cumhuriyeti ile ticaret yapmaya devam etti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde spor faaliyetlerine katıldı. Kıbrıslı Rumlar Türk Devleti’nde spor faaliyetlerine katıldı.
Kıbrıslı Türkler 48 yıldır Türk Devleti’nin rehinesidir. Bakanları kürsülerde siz olsanız da olmasanız da bizim çıkarlarımız bu ülkede var diyerek Kıbrıslı Türklerin hayatlarının umurlarında olmadığını dile getirdi.
Denktaş ve UBP işgalcilerin en büyük işbirlikçisidir. İşgalci onları da yedi bitirdi. Şu an en vasatları ile işbirliği yapmaktadırlar. En cahilleri en vahşileriyle… Yarın Tatar’da Üstel’de onlardan öncekilerin Türkiye tarafından kenara atılması gibi atılacaklar…Daha cahiller daha vahşiler ve daha vasıfsızlar sözde idareye getirilecek…
Bunun adına kurtuluş dediler, Kıbrıslı olan ne varsa azar azar imha ettiler… Acıların bayramı olmaz demek artık yetersizdir!
Kurtuluş Kıbrıslıların birlikte öreceği Anti kolonyal mücadeledir…