AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun bir yılı aşkın bir süredir içinde bulunduğu durgunluk döneminin ardından muhtemel hızlı gelişmeler dönemine girdiğini kaydederek, Eylül ayında olumlu ya da olumsuz yönde pek çok şeyin belirleneceğine işaret etti.
Stefanu, Sn. Lute’un kısa sürede temaslarını tamamlayarak, bu ayın ortasına kadar raporunu BM Genel Sekreteri’ne sunacağını, bu raporun içeriğinin ve hemen ardından Sn. Guterres’in iki liderle yapacağı görüşmelerin Genel Sekreter’in 15 Ekim’e kadar Güvenlik Konseyi’ne sunacağı raporun içeriğini de belirleyeceğini ifade etti. Bunun üzerine Genel Sekreter’in yeni bir inisiyatif üstlenip, üstlenmeyeceğinin belli olacağını dile getiren Stefanu “Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in içinden geçilen dönemin kritikliğinin farkında olduğuna ve BM Genel Sekreteri’nin önerdiği şekilde görüşmelerin devam etmesi için hazır olduğunu göstereceğine inanmak istiyoruz” dedi.
Anastasiadis’in üzerine düşen sorumluluk payını üstlenmesi ve gerekenleri yapmasıyla ve diğer tarafın da olumlu hareketiyle BM Genel Sekreteri’nin altı temel meselede hedeflediği stratejik ortak anlayışa varılmasının mümkün olduğunu söyleyen AKEL Basın Sözcüsü, Crans Montana’da bu meselelerin çözümüne çok yaklaşıldığını hatırlatarak, böylesi bir gelişmenin geriye kalan konuların çözümü çabasını da çok büyük derecede kolaylaştıracağının altını çizdi.
Stefanos Stefanu “ancak eğer BM Genel Sekreteri müzakere sürecinin yeniden başlamasının ön koşulları olmadığı kanaatine varırsa, o zaman yıllardır hedeflediğimiz Kıbrıs sorununun çözümü çok daha zor hale gelecektir ve nihai Taksim kâbusu her zamankinden daha fazla var olacaktır” dedi.
