Kıbrıs Enstitüsü (CyI), Kıbrıs üzerinde ölçülen sera gazı (GHG) yoğunluklarının rekor seviyelere ulaştığı bilgisini kamuoyu ile paylaştı. Kıbrıs Enstitüsü İklim ve Atmosfer Araştırma Merkezi (CARE-C) tarafından beş yıldır sürdürülen karbondioksit (CO₂) ve metan (CH₄) ölçümleri, endişe verici sonuçlar ortaya koydu.
Kıbrıs Enstitüsünden yapılan basın açıklamasına göre Doğu Akdeniz ve Orta Doğu (EMME) bölgesi, küresel iklim değişikliğinin en hızlı yaşandığı bölgelerden biri olarak kabul ediliyor. Bu sebeple, Kıbrıs’ta yürütülen uzun dönemli sera gazı emisyon ölçümleri, bilim insanlarının sera gazlarını bağımsız olarak izleyebilmesi ve Paris Anlaşması’nda belirtilen küresel iklim kriziyle mücadele hedefleri doğrultusunda, azaltma stratejilerinin etkinliğini değerlendirebilmesi için kritik önem taşıyor.
Açıklamada, yakın zamana kadar EMME bölgesinde yüksek hassasiyetli sera gazı ölçümlerinin yetersiz olduğu, bu durumun atmosferde homojen dağılım gösteren bu uzun ömürlü gazların küresel izlenmesinde önemli bir boşluk yarattığı vurgulandı.
Bu eksikliği gidermek amacıyla Kıbrıs Enstitüsü CARE-C, Fransa’daki İklim ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı (LSCE) ve Almanya’daki Bremen Üniversitesi iş birliğiyle, karbondioksit (CO₂) ve metan (CH₄) başta olmak üzere temel sera gazı emisyonlarını izlemek üzere uzun vadeli bir proje başlattı.
Beş yıllık ölçümler, Kıbrıs üzerindeki sera gazı yoğunluklarının rekor seviyelere ulaştığını ve her geçen yıl arttığını gösterdi. Örneğin, Baf’taki İneia bölgesinde, karbondioksit yoğunluğu Ocak 2025’te ilk kez 430 ppm’i aştı.
Açıklamada, “Bu yoğunluklar, Kıbrıs’ın Avrupa’dan gelen ve kıtasal emisyonlarla yüklü hava kütlelerinin akış güzergâhında bulunmasının bir yansıması. Sera gazı yoğunlukları, atmosferdeki ısıyı tutan bu gazların miktarını gösterir ve insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan emisyonlarla doğrudan ilişkili. Yoğunluklardaki ufak değişiklikler, kaynakları ve depolanma alanları hakkında önemli bilgiler sunuyor” denildi.
Yüksek sera gazı seviyelerinin sera etkisini artırarak iklim değişikliğine yol açtığı ve bunun da ekosistemler, hava olayları ve toplumlar üzerindeki olumsuz etkilerini şiddetlendirdiği vurgulandı.
Max Planck Kimya Enstitüsü ve Kıbrıs Enstitüsünün ortaklaşa yürüttüğü ve yakın zamanda yayımlanan bir araştırmaya göre, aşırı sıcaklar nedeniyle her yıl yaklaşık 1,6 milyon insan hayatını kaybediyor. Yüzyılın sonuna kadar ise iklim değişikliği ve hava kirliliğinin her yıl 30 milyon insanın hayatını tehdit edebileceği öngörülüyor.
Kıbrıs Enstitüsünün açıklaması şu ifadelerle son buluyor: “Sera gazı yoğunlukları artmaya devam ederken, bu gazların kaynaklarını anlamak, politikaları şekillendirmek ve iklim kriziyle mücadele için uygulanan azaltma stratejilerinin etkinliğini değerlendirmek için uzun dönemli izleme çalışmaları hayati önem taşıyor. Kıbrıs Enstitüsü, yüksek hassasiyetli sera gazı ölçüm altyapısı kurarak hem Kıbrıs hem de EMME bölgesinde bu önemli zorluğun üstesinden gelmede kilit bir rol oynuyor.”