Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi ve Kadın Eğitimi Kollektifi (KEK), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Girne Kaymakamlığı önünde ortak basın açıklaması ve eylem gerçekleştirdi.
Ortak açıklamada, 8 Mart’ın tarihinden bahsederek 8 Mart’ın kadın emeğinin sömürüsüne ve yaşam hakkının gasp edilmesine karşı verilen mücadelenin günü olduğu vurgulandı.
Açıklamada günümüzde, adamızın kuzeyinde kadınların iş hayatında ve ev içinde çeşitli şekillerde sömürüldüğüne dikkat çekilirken kadınların, özel sektörde düşük ücretlerle, uzun saatler boyunca çalıştırıldığına ve iş güvencesinden yoksun bırakıldığı belirtildi. Patronların iki dudağı arasında yaşamaya mahkûm edilen kadınların, en ufak kriz anında işten çıkarılanlar arasında yer aldığına dikkat çekildi.
3 örgütün ortak açıklamasında, kadın emeğinin güvencesizliği, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endeksleyerek ve özel sektörde sendikalaşarak güvence altına alınması gerektiği vurgulandı.
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı, devletin ve yasaların bu konuda yetersiz kalışı şiddet faillerinin cezalandırılmasını zorlaştırmakta ve yeni şiddet vakalarının önünü açtığına dikkat çekilerek, kadına yönelik şiddeti durdurmak için devletin etkin rolü ile her bölgede güvenli sığınma evleri açılması, etkin şiddet önleme merkezleri kurulması gerektiğinin önemi vurgulandı.
Basın açıklamasında kadın bedeninin, adamızın kuzeyinde hâlâ bir meta olarak görüldüğüne dikkat çekilirken, gece kulüplerinde kadınların insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığı belirtildi. Geçtiğimiz günlerde Alayköy’de faaliyet gösteren gece kulübünde bir kadının ölümü intihar olarak basına yansımış olsa da, bu ölüm sebebinin kapsamlı bir şekilde araştırılarak sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurgulandı. Gece kulüplerinin derhal kapatılması gerektiği ifade edildi. Kadın ticareti düzeni yıkılana kadar mücadelemiz sürecektir ifadeleri kullanıldı.
Toplumsal yaşamda kadınların özgürlüğünü kısıtlayan unsurlardan birinin de muhafazakâr baskı olduğuna dikkat çekilerek, kadını yalnızca aile içinde tanımlayan ve toplumsal yaşamdan dışlayan anlayış, kadınların eşitlik mücadelesini zorlaştırdığı belirtildi. Eğitim sisteminde cinsiyetçi bakış açısının yer alması, kadınların toplumsal hayatta güçlenmesini engelleyen faktörlerden biri olduğundan bahsedilerek eğitim müfredatının eşitlikçi ve insan haklarına dayalı bir anlayışla şekillenmesi gerektiği belirtildi.
“Kadınların özgürleşmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadın emeği görünür olana, sömürü sona erene ve kadınlar güven içinde yaşayana dek mücadelemiz devam edecektir.” denildi.