8 Mart Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla 7 örgüt Omorfo Kaymakamlığı önünde ortak basın açıklaması ve eylem gerçekleştirdi.
Eylemde, neoliberal politikalarla birlikte sosyal refah devletinin ortadan kaldırılması ve muhafazakârlaştırma politikalarının kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilerek, kadın emeği ve özgürlüğü için mücadele vurgusu yapıldı.
7 örgütün ortak bildirisinde, son 40 yıldır dünya genelinde uygulanan neoliberal ekonomi politikalarının çalışanlar için büyük bir güvencesizliğe yol açtığı belirtilirken, başta eğitim, sağlık, ulaşım, barınma gibi kamusal olarak karşılanması gereken hizmetlerin piyasalaştırılmasının en çok kadınları etkilediği ifade edildi. Eşitsiz toplumsal cinsiyet rollerinin kadınları hem iş yerinde hem de evde çifte bir sömürüye maruz bıraktığına dikkat çekilen bildiride, artan muhafazakârlaştırma politikalarının kadın haklarına yönelik tehditleri de büyüttüğü vurgulandı.
Açıklamada, özel sektörde çalışan kadınların sendikasızlık, güvencesizlik ve düşük ücretlerle zor koşullar altında çalıştığı belirtilirken, kadınların sadece çalışma hayatında değil, işe alım sürecinde dahi ayrımcılığa maruz kaldığı ifade edildi. Kadına yönelik şiddet vakalarının arttığına dikkat çekilen bildiride, geçtiğimiz günlerde bir gece kulübünde ölü bulunan genç bir kadının durumu da kadın cinayetleri sorununa örnek gösterildi.
Katılımcılar, kadın emeği ve özgürlüğü için mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek şu talepleri sıraladı:
- Hamile kadınların işten çıkarılması yasaklansın.
- Ebeveynlik izni her iki ebeveynin de kullanabileceği şekilde düzenlensin.
- Asgari ücret, en düşük kamu maaşına eşitlensin ve hayat pahalılığı oranında artırılsın.
- 10 ve üzeri çalışanı olan iş yerlerinde sendikasız çalıştırmak yasaklansın.
- Kadına yönelik şiddet suç olarak tanımlansın, ağır teminat koşulları getirilsin ve yüz kızartıcı suç kapsamına alınsın.
- Şüpheli kadın ölümleri titizlikle soruşturulsun.
- Kamusal kreş, kolektif mutfak ve çamaşırhane açılsın.
- Çocuk İzlem Merkezleri bir an önce kurulsun.
- Omorfo’ya şiddet önleme merkezi ve kadın sığınma evi açılsın.
- Sosyal Hizmetlere daha fazla bütçe ve personel istihdamı sağlansın.
Eylemde okunan bildirinin tam metni şöyle:
Yaklaşık kırk yıldır dünya çapında uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları, çalışan insanlar için güvencesizliği doruğa çıkarmıştır. Yine aynı süreçte, sosyal refah devletinin aşınmasıyla birlikte başta eğitim, sağlık, barınma, ulaşım ve enerji gibi kamusal olması gereken haklara erişim, piyasanın kaderine terk edilmiştir. Bu yaşananlardan dünya çapında en çok kadınlar olumsuz anlamda etkilenmiştir.
Kadınların işgücüne katılımı ciddi oranda artmış olsa da, emekçi kadınlar açısından çalışma koşullarının insan onuruna ve refahına yaraşır bir nitelikte olmadığı açıktır. Eşitsiz toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü ev içi emeğin, yani ev işleri ile çocuk ve yaşlı bakımı gibi sorumlulukların kadınların sırtında olduğu da düşünüldüğünde, kadınlar kendini hem işyerinde hem evde çifte bir sömürünün içinde bulmaktadır. Dahası, son on yılda dünya çapında bir muhafazakârlaşma dalgası da yükselişe geçmiştir. Bu durum hem kadın özgürleşmesi mücadelesinin koşullarını zorlaştırmış hem de mevcut hak kazanımlarının bile altını oymuştur.
Ülkemizde de gerek çalışma koşulları gerek muhafazakarlaşma politikaları, başta kadınlar olmak üzere emekçilerin hayatını zorlaştırmaya devam etmektedir. Kadın emeği söz konusu olduğunda en yakıcı sorun özel sektördeki çalışma koşullarıdır. Gerek asgari ücrete hayat pahalılığının altında verilen cılız artışlar, gerek sendikasızlıktan ötürü yaşanan güvencesizlik, halihazırda ev içi emeği sırtına yüklenmiş olan kadın çalışanların hayatlarını kıskaca almaktadır. Kadınlar özel sektörde hem daha düşük ücretle hem de daha esnek ve güvencesiz bir biçimde çalıştırılmakta, sadece çalışırken değil işe alınırken dahi ayrımcılığa uğramaktadır.
Kadınlara nasıl birer “düzgün eş” olacaklarını buyuracak kadar cüretini aşan muhafazakâr politikalar ise kadın özgürlüğünün üzerine bir karanlık gibi çökmeye devam etmektedir. Kadına yönelik şiddet vakaları artışa geçmiş, kadın cinayetleri gündemden düşmez olmuştur. Geçtiğimiz günlerde bir gece kulübünde genç bir kadının ölü bulunması da bu sürecin en son halkasıdır.
Kadının emeğinin, özgürlüğünün ve bedeninin büyüyen bir karanlığın içine itilmeye çalışıldığı bu günlerde, kadın özgürleşmesi mücadelesini büyütmenin önemini bir kez daha hatırlıyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, hem kadın özgürleşmesi mücadelesinin bugüne kadar elde ettiği kazanımları kutluyoruz, hem de kadının mutlak özgürlüğüne kavuşacağı günlere kadar mücadeleye devam etmenin sözünü veriyoruz. Bu doğrultuda, aşağıda sıralanan talepler için mücadele etmeye devam edeceğimizi de buradan duyuyoruz:
Kadınları hamileyken işten çıkarmak yasaklansın!
Her iki ebeveynin de kullanabileceği şekilde ebeveynlik izni düzenlensin!
Asgari Ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin ve hayat pahalılığı oranında artırılsın!
10 ve üzeri çalışanı olan iş yerlerinde sendikasız çalıştırılmak yasaklansın!
Kadına yönelik şiddet suç olarak tanımlansın, ağır teminat koşulları getirilsin ve yüz kızartıcı suç kapsamına alınsın! Şüpheli kadın ölümleri titizlikle soruşturulsun!
Bölgemize kamusal kreş, kolektif mutfak ve çamaşırhane açılsın!
Çocuk İzlem Merkezleri bir an önce kurulsun!
Omorfo’ya şiddet önleme merkezi ile kadın sığınma evi açılsın!
Sosyal Hizmetlere daha fazla bütçe ve personel istihdamı sağlansın!
Eyleme Akçay Kültür Sanat Derneği (AKDER), Bağımsızlık Yolu, Dördüncü Duvar Kültür ve Düşünce Derneği, Güzelyurt Sanat Derneği (GÜSAD), Güzelyurt Yeşilada Lions Kulübü, Kalkanlı Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAYDER), Kıbrıs Türk Kadınlar Birliği Güzelyurt Şubesi ve ODTÜ KAMPÜS-SEN destek verdi.