6 Şubat depremlerinde Adana’da bulunan Alpargün Apartmanı yıkılarak 96 kişinin ölümüne sebep oldu. Konuyla ilgili açılan davanın karar duruşması, Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Depremde yaşamını yitirenlerin ailelerin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili Ali Bozan da duruşmayı izleyenler arasında yerini aldı. Bina müteahhidi Hasan Alpargün ise tutuklu bulunduğu cezaevinden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Çağdaş Hukukçular Derneği’ne (ÇHD) bağlı avukatlar ve aileleri de duruşmada hazır bulundu.
Aileler duruşmayı kapıdan izledi
Duruşma, tüm itirazlara rağmen daha önce küçük ve yetersiz olduğu için değiştirilmesi talep edilen duruşma salonunda görüldü. Duruşmaya katılan ailelerin bir kısmı ve gazeteciler duruşmayı aralık bırakılan kapıdan izledi. Duruşmayı salonda izleyen aileler ve yakınları ise yaşamını yitiren herkesin ailesinin salonda bulunmasını talep etti. Söz konusu talep salonun yetersiz olduğu gerekçesiyle reddedildi.
Duruşmada söz alan avukat Ümit Büyükdağ, dosyaya eklenen son bilirkişi raporundaki detaylara dikkat çekerek şunu söyledi: “İmalat sırasında projelerde gösteren kolonların projedeki yerleri, olması gerekenden bir metre ötede. Bu, bu bina çöp demek, proje çöp oldu demek. Tutar Sitesi’nde elde edilen otopsi raporlarında yaşamını yitirenlerin daha çok vücut bütünlüğünün bozulduğu görülüyor. Alpargün’ün otopsi raporunda vefat edenlerin ciğerine kum dolmuş. Otopsi raporunda insanların boğularak öldüğü yazıyor.”
Hasan Alpargün’ün, binanın yapım aşamasında eksiklerini ve ihmallerini “Ben parama bakarım” diyerek göz ardı ettiğini söyleyen Büyükdağ, yargılamanın olası kast suçlamasıyla yürütülmesi gerektiğini söyledi.
‘Olası kast’tan yargılanmak zorunda’
Daha sonra söz alan avukat Sergen Nisanoğlu, Alpargün ve belediye sorumlularının ihmallerine işaret ederek şunları söyledi: “Alpargün, ‘Ben binaları yaparken belediye yetkilileri sadece çay içti’ dedi. ‘Makinalar bozulurdu ama biz devam ederdik’ dedi. ‘Zeminin kötü olduğunu bile bile yaptım bu binayı’ dedi. Sanık, Hasan Alpargün bir denetim blokajı oluşturmuş, denetleyebilecek bütün mekanizmaları ortadan kaldırmıştır. Sizden tek bir talebimiz var; doğru muhakeme usulü üzerine düşünün, toplumsal adalet talebi ile hukuki formlar arasındaki çelişkiyi giderin. Halihazırda salonun ortasında fil gibi duran kabullenilmiş ve umursanmamış sosyal cinayetin kararın kendisi olduğunu keşfedeceksiniz.”
Ardından söz alan avukatlar da Hasan Alpargün’ün ‘olası kast’ suçlamasıyla cezalandırılmasını ve dosyada herhangi bir cezai indirimin uygulanmamasını talep etti. Avukat Songül Yıldız, “Soruşturmaların hepsi olası kasttan başlatıldı. Ne oldu da bilinçli taksire dönüldü? Bu dosya emsal olacaktır. Bu adam olası kasttan yargılamak zorunda” dedi.
Duruşmada söz alan sanık avukatları, binanın 1998 yılında gerçekleşen Ceyhan depreminde yıkılmadığını belirterek yapının daha sonrasında yapılan tadilat nedeniyle yıkıldığını belirtti. “Cam balkon yıkıma neden olabilir” diyen avukatlar tevhid-i tahkikat talebinde bulundu. Mahkeme heyeti söz konusu talebi, duruşmanın gidişatına etki etmeyeceği gerekçesiyle reddetti.
Avukatlar ayrıca Alpargün’ün basit taksir suçlamasıyla cezalandırılmasını, yaşı ve hastalıkları göz önünde bulundurularak ev hapsi ve denetimli serbestlikle cezalandırılmasını talep etti.
‘Proje onaylanmasaydı yapıyı yine de onaracaktım’
Daha sonra söz alan sanık Alpargün, projesinin bir kere onaylanmadığını, daha sonrasında eksik ve hataların giderildiğini söyledi. Daha sonra yapı iskanı aldığını söyleyen Alpargün, “Eğer proje onaylanmasaydı ben yine yapıyı onarmak zorundaydım. Binanın yıkılma nedeni sonradan yapılan değişiklikler, klima delikleri ve ağırlıktır” dedi. Alpargün hasta olduğunu dile getirerek tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti Sanık Hasan Alpargün’ün olası kastla cezalandırılmasına, kadına, çocuğa ve adam öldürme suçlamasıyla cezalandırılmasına ve tutukluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme tarafından Alpargün’e, 10 kez ağırlaştırılmış müebbet, 7 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, olası 7 kez müebbet, ayrı ayrı 45 kez müebbet, 34 kez ayrı ayrı 25 yıl verildi. Kararın açıklanmasının ardından kayıp yakınları ve avukatlar açıklama yaptı.
‘Emsal nitelikli bir karar’
Alpargün Apartmanı’nda yaşamını yitiren 96 kişinin ailesi, daha sonra Adana Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada ilk olarak avukat Baran Taygun Metin söz aldı. Metin, olası kastla hapis cezasının verildiğini, cezai hiçbir indirim uygulanmadığını ve bu kararın emsal niteliği taşıdığını söyledi.
Daha sonra Alpargün Apartmanı’nda ailesini kaybeden avukat Beşir Ekinci söz aldı. Ekinci, “Sabah güzel bir sonuç alacağımız umuduyla geldik ve nihayet o güzel sonucu aldık. Bundan sonra da çocuklarımız, torunlarımız için hiçbir binanın yıkımı, hiçbir kabahat cezasız kalmayacağını gösterdi bu ceza bize. Sanık toplamda 865 yıla yakın bir hapis cezası aldı. Binadan sağ kurtulan tek kişi için de öldürmeye teşebbüsten 15 yıl hapis cezası aldı. Emsal nitelikli bir karar. Bu karar yakınlarımızı geri getirmeyecek belki ama biz hayatta kalanlar olarak onlar için elimizden geleni sonuna kadar yaptık. Hiçbir kusur cezasız kalmayacak. Bundan sonraki adalet mücadelemiz diğer apartmanlardaki ailelere destek vermekle geçecek. Bu karar müteahhitlerin cezasız kalmamasını sağlayacak. Bu kararın bedelini ağır ödedik ama çocuklarımız evlerinde güven içinde kalabilirler artık. Tarihi etkileyen bir karar alındı” diye konuştu.