Kıbrıs Yeşiller Partisi’nden Avrupa parlamenter adayı olan Oz Karahan, son zamanlarda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı kışkırtılan “haklar” söylemini eleştirdi.
Sağlıktan eğitime ve kültüre kadar Kıbrıslı Türk toplumunun temel insan haklarını Türkiye’nin işgal ve nüfus politikasıyla gasp ettiğini belirten Karahan, Türkiye’nin gasp ettiği insan haklarımız için Kıbrıs Cumhuriyeti’ne saldırmanın toplumumuza zararı olduğunun altını çizdi.
Avrupa Parlamentosu’nun parlamenterlerin kendi devletleri ile kavga ettikleri bir yer olmadığını ifade eden Karahan, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı “haklarımız” söyleminin kışkırtıcılığını yapan Niyazi Kızılyürek’in bunu bir seçim stratejisi olarak kullandığını belirtti.
Haklarımızı gasp eden Türkiye’den hesap sorulması için mücadele edeceğim diyen Kıbrıslılar Birliği Başkanı Oz Karahan’ın açıklaması şöyle:
9 Haziran 2024 tarihinde hem Avrupa Parlamentosu seçimleri hem de yerel seçimler yapılacak. Kıbrıslılar Birliği olarak bu seçimlere çok uzun süredir çeşitli konularda işbirliği yaptığımız siyasi cephelerden biri olan Kıbrıs Yeşiller Partisi ile birlikte katılıyoruz.
OZ KARAHAN: ŞİMDİKİ PARLAMENTER GİBİ “BRÜKSEL TURİST REHBERLİĞİ” YAPMAYACAĞIM
İlk kez beş sene önce, henüz 29 yaşında, Yasemin Hareketi ile birlikte Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmıştım. 2019 yılında tüm Türkçe konuşan Kıbrıslı adaylar tarafından gerçekçi ve dürüst seçim çalışmaları yapılmıştı. Ancak ne yazık ki 9 Haziran 2024 tarihindeki seçimler için aynı durumun geçerli olmadığı şimdiden görülmektedir.
AKEL’in Avrupa Parlamentosu milletvekili adayı Niyazi Kızılyürek seçim propagandasını halkımızın aklıyla alay edercesine Türkçe konuşan Kıbrıslıların sözde “hakları” temeline oturtması Kıbrıs’ın geleceği için son derece tehlikelidir. 2019 yılındaki seçimlerde imkanı varken böyle bir yönteme başvurmayıp, beş yıl sonra böyle bir strateji izlemesinin sebebi açıktır.
Kendisi, Kıbrıs’ın bugün içinde bulunduğu durumun bir sebebi olan Cumhuriyetçi Türk Partisi ve buna benzer “KKTC’ci” cephelerle devam ettiği propagandası süresince Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ve Rumca konuşan Kıbrıslılara karşı söylem üretmektedir.
HAKLARIMIZI GASP EDEN TÜRKİYE’DİR
Bugün Türkçe konuşan Kıbrıslıların “haklarını” gasp eden Türkiye ve onun uyguladığı yerleşimci sömürgeciliği politikasıdır.
İnsanlarımız çocuklarını gönderebilecekleri okullardan, sağlık hizmeti almak için gidebilecekleri bir hastanelerine, güvenliklerinden kültürlerini özgürce yaşayacakları alanlara kadar her açıdan yokluk ve baskı içindedir. Avrupa Parlamentosu’nda çalıştığı beş sene içerisinde her fırsatta Türkiye’nin yanında tavır alan bu aday, bugün 2019 yılında olduğu gibi Rumca konuşan Kıbrıslıların oylarını alamayacağı için bir strateji değişikliği yaparak Türkçe konuşan Kıbrıslılara “umut tacirliği” yapmaktadır.
Avrupa Parlamentosu’nun veya onun milletvekillerinin etki alanında olmayan “vatandaşlık, sağlık hizmeti, banka hesabı açımı” gibi sadece devletimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği dahilindeki konularda yine devletimize karşı saldırgan bir tavır alarak insanlarımızın duygularını suistimal etmektedir. Son bir sene içerisinde başladığı bu suistimallere ve yalan haberlere karşı şahsen insanlarımızı defalarca uyarma ihtiyacı duymuştum.
KIZILYÜREK’İN 5 YILLIK PARLAMENTO MACERASI
Niyazi Kızılyürek beş yıllık Avrupa Parlamentosu macerasında Kıbrıs Cumhuriyeti, yani Türkçe konuşan Kıbrıslıların bir can simidi gibi vatandaşlığını elinde tuttuğu devletlerine karşı birçok faaliyette bulunmuş ve bu özgür bölgelerde yaşayan Kıbrıslılar tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin Türkçe konuşan Kıbrıslılara karşı uyguladığı baskıdan söz eden Türkiye raporuna çekimser oy vermesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Akdeniz’deki egemenliğine büyük zarar veren Libya ve Türkiye arasındaki sahte anlaşmanın kınanması önerisine ret oyu vermesi bu faaliyetlere verilecek onlarca örnekten sadece birkaçıdır. Türkiye’nin hem Kıbrıs hem Türkiye halkına en şiddetli baskıları uyguladığı dönemde, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’ndaki AKP rejiminin yetkililerine “ben Türkiye’nin Avrupa’da ilerlemesini savunan bir insanım” diye kameralar karşısında siyasi aidiyetini tescil etmesi hala Kıbrıslıların aklındadır.
Avrupa Parlamentosu, milletvekillerinin kendi devletlerine meydan okuyacağı bir yer değil, Avrupa Birliği’nin siyasetinin belirlendiği yerdir. Bu seçim Türkçe konuşan Kıbrıslılar için çok önemli bir seçimdir.
TÜRKİYE’DEN HESAP SORMAK
Kıbrıs Yeşiller Partisi, Kıbrıslılar Birliği ve şu anda Avrupa Parlamentosu’nda bir milletvekiline sahip AIHMI hareketinin birlikte ortak listeyle girdiği Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önümüzdeki beş yıl içinde Kıbrıslılar için siyaset üreterek ve Avrupa’daki hukuksal mekanizmaları kullanarak tüm Kıbrıslıların “haklarını” gasp eden Türkiye’den hesap soracağımız stratejimiz hazırdır.
Önümüzdeki dönemde Birleşmiş Milletler nezdinde de zeminini kaybedecek kolonizasyon aracı Türk tezi “iki toplumlu iki bölgeli federasyon” sonrasında masaya yeni Türk tezleri gelecektir. Böyle bir durumda, Türkçe konuşan Kıbrıslıların hem Kıbrıs Cumhuriyeti hem de sahte devlet vatandaşlıklarını ellerinde tutmasının meşruiyeti ortadan kalkacağı günler de yakınlaşmaktadır.
Bu sebeple Türkçe konuşan Kıbrıslıların şimdi her zamankinden daha fazla devletlerine, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaları gerekmektedir. Kendi siyasi kariyerleri için insanımız ile devletleri arasına nefret tohumları eken cephelere kanmamak gerekmektedir.
Bu seçim Kızılyürek’in reklam ve propagandalarında yanyana durmakta çekinmediği “KKTC’ci” partiler ve kişiler ile Oz Karahan’ın yanındaki Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne sahip çıkan halk arasında yapılacak bir seçimdir.
Bu seçim Türkiye’nin Avrupa’da ilerlemesi için Avrupa Parlamentosu’na gitmek isteyenler ile Kıbrıs’ın özgürleşmesi, Avrupa’da güçlenmesi ve en önemlisi haklarımızı gasp eden Türkiye’den hesap sorulması için mücadele edecekler arasında bir seçimdir.
Oz Karahan
Kıbrıslılar Birliği Başkanı
Kıbrıs Yeşiller Partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekili Adayı
