Kuruluşun internet sitesinde dün yayımlanan “Türk muhalefeti seçimler öncesinde ‘her zamankinden daha zayıf’ Erdoğan’a karşı birleşiyor” başlıklı haberde, Millet İttifakı’nın adayı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ithafen “Türkiye’nin Gandisi, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a rakip oldu” ifadeleri kullanıldı.
Haberde “Kılıçdaroğlu, ülkedeki ekonomik kriz ve şubatta meydana gelen yıkıcı depremlerin etkisiyle boğuşan Erdoğan’ı üçüncü dönemden mahrum bırakmayı umuyor” dendi.
“Altılı masa” olarak da bilinen ittifakta CHP’nin yanı sıra İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi, Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) bulunuyor.
Haberde, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le altılı masadaki diğer partilerin yöneticileri arasındaki anlaşmazlıkların ardından ittifakın “içten çökme” noktasına geldiği ama zorlu bir sürecin sonunda muhalefetin adayını belirleyebildiği ifade edildi.
Bu sürece dair Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Türkiye uzmanı Didier Billion’un şu görüşlerine yer verildi:
CHP, ittifaktaki en önemli parti ve koalisyonun kuruluşundan beri Erdoğan’a karşı muhalefeti temsil ediyor. Bu partinin liderinin aday gösterilmesi mantıklı bir seçimdi.
Haberde, Kılıçdaroğlu’nun 2017’de Ankara’dan İstanbul’a düzenlediği “Adalet Yürüyüşü” ve 2019’daki yerel seçimlerde AK Parti karşısında CHP’nin İstanbul, Ankara ve İzmir gibi önemli şehirlerde yakaladığı başarı da hatırlatıldı.
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun lider karizmasına sahip olmadığına dair eleştirilere de değinilirken, Billion’un şu yorumları öne çıkarıldı:
Bazılarının karizma eksikliği olarak gördüğü şey, nihayetinde seçim kampanyasında avantaja dönüşebilir. Kılıçdaroğlu, otoriter ve kavgacı görülen Erdogan’dan çok farklı bir imaja sahip. Halk bu tür bir normallik istiyor.
Haberde, Kılıçdaroğlu’nun “Dersim’de doğduğuna ve Alevi olduğuna” dikkat çekilerek, adaylığının altılı masaya Kürt oylarını da getirebileceği belirtildi. CHP lideri için “İttifakın milliyetçi kanadını kazanabilir, sol seçmenlerini elinde tutabilir ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) oylarını kazanabilir” dendi.
Türkiye üzerine çalışmalar yapan bağımsız araştırmacı Aurélien Denizeau’nün de şu değerlendirmeleri paylaşıldı:
Kürt nüfusunun yaklaşık üçte biri geleneksel olarak Erdoğan’a oy veren muhafazakar Sünnilerden oluşuyor. Genellikle HDP’ye oy veren geri kalan üçte ikilik kesimin oyuysa o kadar kesin değil. HDP, Türkiye’nin en büyük üçüncü siyasi partisi. Oyların yüzde 10’una sahip. Bu seçimlerde kral yapıcı rolündeler.
Denizeau’nün “HDP’nin desteği, seçimden zaferle çıkılması durumunda Kürtlere sağlanacak teminatlara bağlı” ifadelerine yer verildi.
Fransız araştırmacının Erdoğan’a ilişkin “Hiç olmadığı kadar zayıf ama hâlâ sağlam bir seçmen tabanına sahip” değerlendirmesi de paylaşıldı.
Öte yandan muhalefetin Erdoğan’ı yerinden etmeye odaklandığı için uzun vadeli bir program hazırlamadığına dikkat çeken Denizeau’nün şu yorumları da aktarıldı:
Ortak paydaları Erdoğan’ı devirmek, başkanlık rejimine son vermek ve parlamenter demokrasiye geri dönmek. Ekonomik ve sosyal konulardaysa seçim sonrasına kadar ayak sürüyorlar ve ‘uzlaşma’ sözü veriyorlar.
Erdoğan, 18 Haziran’da yapılması gereken seçimlerin 14 Mayıs’a alınmasına yönelik kararı imzaladığını dün duyurmuştu.
