Tamam, en azından bizim adam aşık bir Malezyalı için arabuluculuk yapmıştı. [Çevirmenin notu: Başpiskopos Hrisostomos’un Malezyalı firari finansçı Low Taek Jho’nun vatandaşlık başvurusu lehine yaptığı müdahaleye atıf] Aşk tanrısının adasının pasaportunu büyük bir heyecanla istediğini görmüştü – o dönem Hilton’a vurulmuştu – bir ortağından da bir ev alacaktı ve ruhban okulana da katkı yapmıştı… Hassasiyetlerinizin devreye girmesi için daha ne gerekiyor? Eğer aynı zamanda kendini Tanrıya adamış bir kişiyseniz, hassasiyetleriniz o meşhur şarkıda söz edildiği gibi Kaiti Garbi’den daha büyüktür [Çevirmenin notu: 1997 yılında Yunan şarkıcı Kaiti Garbi tarafından seslendirilen “Hassasiyetler” şarkısına atıf] Ve böylece oturdu ve Sokrates Hasikos’a bir yazı yazdı – Lütfen bakın halledin, hazır olsun, zira birkaç gün sonra bu arkadaş Kıbrıs’tan geçecek, gelmişken elden verelim ki bir de posta ile göndermemiz ve nakliye ödememiz gerekmesin. [Çevirmenin notu: Başpiskopos 2019 yılında dönemin İçişleri Bakanı Socrates Hasikos’a Low’un vatandaşlık başvurusunun onaylanmasını tavsiye eden bir mektup yazdığını kabul ederken Malezyalının Ruhban okuluna 310.000 Avro bağış yaptığını da kaydetti] Diğer eleman, sıkı bir tarama süreci olan Avrupalı Kıbrıs Cumhuriyeti devleti uygun bir şekilde bu işi halletti – “tik, tik ve onaylandı”, ve aynen bu şekilde birkaç gün içerisinde, Jho Low bizim köyden biri oldu. [Çevirmenin notu: Hasikos’un yatırım yoluyla vatandaşlık planını inceleyen bir soruşturma komitesi önünde verdiği ve başvuru sürecini yukarıdaki alıntıda olduğu gibi tanımladığı ifadeye atıf]
Kaynak: NEFES EKSERSİZLERİ
Görsel: Penna!
Ancak, Yunanistan, oyunu çok büyük oynadı. Politis gazetesinde yer alan bir makaleye göre, Kilise – aynı zamanda “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” vatandaşı olan bir Türkün yüzme havuzunda Ortodoks olarak değil, nüfus dairesinde Yunan olarak vaftiz edilmesi için müdahale etmiş görünüyor… Afrodit’in adasının kalkınmasına Girne’de bir casino çalıştırarak katkı sağlayan bu kişinin, aynı zamanda sanal bet işi yürüttüğü ve tüm bunlara ek olarak isminin bir cinayete karıştığı söyleniyor… Ancak bu Türk’ün, €300,000 değerinde ilaç ve medikal alet almayı teklif ettiği söyleniyor (pasaportu ucuza almış – ruhban okuluna bağış yapan bizim köylüden on bin daha az vermiş oldu) ve bu da, mesafeden dolayı Kaiti Garbi’ye daha yakın olan, Yunanistan Kilisesi tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmış. Bu kişinin aynı zamanda “Kıbrıs pasaportunun” da olduğu düşünülüyor – kuzeyin “devletinden” olması neyi değiştirir? Öğrencilik yıllarımızda bize Türkçe mi, Yunanca mı konuşuyorsunuz diye sorduklarında fark etmiyordu da, şimdi pasaportun coğrafyasına mı takılıp kalacağız? Görünüşe göre, papazlar bunun sorun olmadığını düşünüyor. Peki Yunan devletinin yetkilileri? Onlarda mı bu belgeleri “tik, tikleyip onayladı?”
Peki yoldaşlar, anladık. Andreas Mavroyannis bağımsız bir adaydır. Son konuşmasından etkilenenlerin eş zamanlı yaptıkları paylaşımlar – “bağımsızlık” hakkında kullandıkları bire bir aynı söylemler – (bizlerde) herhangi bir soru işareti bırakmıyor. Bir kağıda otuz kez “Andreas Mavroyannis bağımsız bir adaydır” yazacağız ki gelecekte bunu unutmayalım.
Özür dilerim sayın cumhurbaşkanı ama artık bence bir dur. Hatırlamanız gerekiyor, deli gömleklilerin, Neurobion’un ve Ativan’ın (antidepresanların) tüketildiği ve hayali casusların gezindiği o muhteşem yıllarda, Spiros Kiprianu’nun dediği gibi. “Bizim için iktidar her şey değildir ancak başkaları iktidara gelirse o zaman ülke yok olur.” Eminim ki sizler, Dimitris Hristofyas’ın “Uluslararası toplumda benim Cumhurbaşkanı olmadığım bir Kıbrıs’ı hayal edemeyen liderler var,” dediğini de hatırlayacaksınız. Bunları hatırlıyor musunuz? Peki o zaman neden çıkıp kontrolsüzce “ülkenize ihanet etmeyiniz” sözlerini sarf ettiniz?
Ve aramızda kalsın, ideolojik olarak sağda solda fırtınalar koparan ve düşmana bile iki devlet kurulmasını öneren bir adayı değil de başka bir partinin adayını ya da bir bağımsız adayı seçerek ülkesine ihanet etmiş olmaz mı?
Gerçekle bağını mı kaybettin yoksa? Yoksa 2017’den itibaren tükürdüğünü yalamaya mı başladın, ve yirmi yıllık bir gecikmeyle zamanında köşeye sıkıştırdığın başkalarının savunduklarını “keşfettiğin” için, sana bir madalya vermemiz gerektiğini mi düşünüyorsun?
Tamam, şimdi de eğlenceli bir ara : Marinos Sizopoulos, AKEL’in kendisinden geçmişte yapılan bazı tuhaf işler için açıklama istemesini “EDEK’in Mavroyannis ile işbirliği ihtimalini ve desteğini ortadan kaldırmak için yapılmış kasıtlı bir hamle” olarak gördüğünü açıkladı! Sanki, ortada öyle bir ihtimal varmış da AKEL engellemiş gibi.
Beşparmakların oynanmış fotoğrafında Kıbrıslı Türk kadın ne yazmıştı? “Hepimizin terapiye ihtiyacı var”!
Elefthera, 10.7.2022
Yazar Thanasis Fotiu hakkında:
Mağusa doğumludur. Atina’da gazetecilik eğitimi almıştır ve 1995’ten beri gazetecilik yapmaktadır. Dias Medya Grubu dergilerinde ve Grubun Özel Sayılarında çalışmıştır. 2007’den beri Philelefteros Grubu aylık ve haftalık dergilerinde yazı işleri müdürü olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda 2021’den beridir Philelefteros gazetesinin Pazar eki “Eleftera’nın”sorumlusudur. Photiou aynı zamanda Grubun çeşitli yayınlarına köşe yazarı olarak katkıda bulunmaktadır.