YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı, Halil Falyalı cinayeti konusunda savcılık iddianamesini değerlendirdi. Açıklamanın tamamı şöyle:
Geçen gün mahkemede Savcının ağzından şu cümleler çıktı:
‘Bir kumarhane sahibi olan maktul Falyalı hakkında 19 Ocak 2017 tarihinde ABD yetkili makamlarınca kırmızı bülten çıkarıldı, bu bültende, Maktulün ateşli silah sahibi olduğu, silahlı korumalar ve güvenlikle seyahat ettiğinin bilindiği, 2012 yılı Mayıs-Eylül ayları arasında Virginia’nın doğu bölgesinde kara para aklamak için çeşitli planlara iştirak ettiği, ABD, Avrupa ve Ortadoğu’da silah ve uyuşturucu dağıtan Kıbrıs’taki geniş çaplı bir silah ve uyuşturucu kaçakçılığı örgütünü yönettiği, bu örgütün Kıbrıs ve Türkiye’den Birleşik Krallığa eroin taşıdığı ve bu satıştan elde edilen geliri akladığı’ yönünde bilgilere yer verildiği belirtildi.
2017 yılında beri ABD’de Kırmızı Bültenle aranan kişi Kıbrıs’ın kuzeyinde para aklamada önemli araçlardan biri olan kumarhaneler işletebiliyordu, işletme lisansları için gerekli olan güvenlik soruşturmasını geçebiliyordu.
Daha önce de mahkemeye çıkarılan Halil Falyalı’nın Kırmızı Bülten ile arandığı mahkeme oturumlarına yansımadıydı, bunu yenile bulup, mahkemeye sunabilen polis teşkilatına ve başsavcılığa günaydın diyoruz…
Peki, hakkında Kırmızı Bülten araması olan bu kişinin bu ülkedeki faaliyetleri sonucu olası “suç geliri” elde etmesi ve aklamasına yönelik herhangi bir soruşturma var mı?
Kıbrıs’ın kuzeyindeki diğer bet ofisi ve/veya kumarhane işleten kişilerden uluslararası alanda ve Türkiye’de aranan veya hakkında mahkeme kararı olan birileri var mı? Varsa polis teşkilatı bunun için neyi beklemektedir?
Bir yandan meclise suç gelirlerinin aklanmasını önlemek için yasa tasarısı veren kişiler, diğer taraftan Kırmızı Bülten ile arananlara bile kumarhane izni verebiliyor, şimdi anladınız mı neden Kıbrıs’ın kuzeyinde uluslararası hukuk kurallarının geçerli olmadığı ayrı devlet talep edildiğini? Neden illa kktc’yi yaşatacağız dendiğini?
Sedat Peker’in de diline düşen sanal betting konusunda bile milim ilerleme sağlayamayan bir polis teşkilatı mı var yoksa polisin soruşturma yapmasını engelleyen birileri mi mevcut?
Halil Falyalı cinayetindeki detaylar gerçeği bir kez daha bize net olarak mahkeme salonunda hatırlattı, Kıbrıs’ın kuzeyine teknelerle kaçak girilebiliyor, silahlar temin edilebiliyor, elini kolunu sallayıp cinayet için gelip, başaramayıp, geri dönüp kolayca geri ayni kaçak yollarla adaya yeniden girilebiliyor ama polis bu güvenlik zaafının nasıl ortaya çıktığını açıklamıyor, soruşturma bile açılıp açılmadığını bilmiyoruz… Ülkeye giriş çıkışta bunca zaaf yaşanırken, normal limanların bile denetlenmesi yapılamazken hükümette yer alanlar Sedat Peker’in Türkiye’deki bazı yat limanlarında ne faaliyetler olduğunu sanki duymamış gibi, Kıbrıs’ın kuzeyine daha fazla yat limanı yapılması için faaliyetlerini hızlandırdıklarını da açıklayabiliyorlar…
YKP olarak, küçük bir mutlu azınlık hariç, halkın büyük kesiminin çıkarına olmayan, Kıbrıslı Türkleri tüketen tanınma masallarının yarattığı maceralara karşı yeninden herkesi tepki koymaya çağırırız, kara para aklama, insan ve uyuşturucu ticareti faaliyetleri için mafyalara, suç örgütlere imkanlar sunması dışında başka kimseye yararı olmayan ayrı devlet talebinin yok oluş siyaseti olduğunu yeniden vurgularız.
YKP, uluslararası hukukun egemen olacağı, kanun kaçaklarının ve korsanların adası değil, barışın ve huzurun mekânı bir coğrafya için mücadeleye devam edeceğinin yeniden altını çizeriz…