Rusya’nın Ukrayna’daki Avrupa’nın en büyük nükleer santralını ele geçirmesinin ardından uzmanlar, politika yapıcıların iklim kriziyle mücadele için reaktör inşa etme planlarını bir kez daha gözden geçirmelerini tavsiye etti.
Rus güçleri, ağır çatışmaların eğitim binasında büyük bir yangına yol açmasının ardından Cuma günü Ukrayna’daki Zaporizhzhia nükleer santralını ele geçirdi. Yangın söndürülürken, yetkililer tesisin güvenli olduğunu açıkladı.
Ancak bu durum, nükleer enerjinin ölümcül radyasyonu serbest bırakabilecek saldırılara karşı savunmasızlığı konusunda küresel bir alarmı tetikledi.
Endişeli Bilim İnsanları Birliği nükleer enerji güvenliği direktörü Edwin Lyman, “Nükleer santrallarda yalnızca doğal afetleri değil, insan kaynaklı savaş gibi olumsuz etkileri ciddiye almalısınız” dedi.
ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, BM Güvenlik Konseyi’nin acil toplantısında Zaporizhzhia’ya yapılan saldırının “inanılmaz derecede pervasız ve tehlikeli olduğunu ve Rusya, Ukrayna ve Avrupa’daki sivillerin güvenliğini tehdit ettiğini” söyledi.
ABD’nin Ukrayna Büyükelçiliği de, Rusya’nın santrala yönelik saldırısını “savaş suçu” olarak nitelendirdi.
Kâr amacı gütmeyen Nonproliferation Policy Education Center başkanı Henry Sokolski ise, saldırının bir bütün olarak nükleer enerji endüstrisine darbe vurduğunu ifade etti.
Dünya Nükleer Birliği’ne göre, dünya genelinde şu anda yapım aşamasında olan 58, yapılması teklif edilen 325 reaktör var. Yapımı önerilen birçok tesis Doğu Avrupa’da bulunuyor.
ABD sanayi grubu Nükleer Enerji Enstitüsü, Reuters’e nükleer reaktörlerin güvenli olduğunu ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yalnızca Avrupa’nın nükleer enerji kapasitesini genişletme ihtiyacını güçlendirdiğini söyledi.
UCS’den Lyman ise, yeni nükleer reaktörlerin “çok güvenli olacağı ve esasen dünyanın herhangi bir yerinde maksimum koruma ile konuşlandırılabileceği” şeklindeki “yüzeysel söylemleri” reddetti.
Rus gazından çıkış nasıl sonuçlanacak?
Rusya şu anda Avrupa’nın önemli bir doğalgaz tedarikçisi konumunda.
Almanya, Moskova’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Rus gazına olan bağımlılığı azaltmak için temel enerji politikalarından bir “u” dönüşü sinyali verdi. Bu kararla birlikte kömürün, hatta nükleer santralların ömürleri uzatılabilir.
Yeşiller’in bir üyesi olan ülkenin ekonomi bakanı Robert Habeck, Almanya’nın ülkenin enerji arzını güvence altına almanın bir yolu olarak kalan nükleer santrallarının ömrünü uzatıp uzatmamayı tartıştıklarını ifade etti.
Alman yayın kuruluşu ARD’nin, Almanya’nın geri kalan üç santralını 2022 yılı sonuna kadar kapatmayı öngören çıkış planı yerine nükleer santralların planlanandan daha uzun süre çalışmasına izin verip vermeyeceği sorulduğunda, “Buna cevap vermek bakanlığımın görevinin bir parçası… Bunu ideolojik gerekçelerle reddetmezdim” dedi.
Habeck ayrıca, kömürle çalışan santralların planlanandan daha uzun süre çalışmasına izin vermenin bir seçenek olduğunu söyledi ve Almanya’nın 2030’da kömürden çıkış planı hakkında şüphe uyandırdı.