Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı, gazetenin eski editörü Çağıl Günalp’ın, dün GazeddaKıbrıs üzerinden kendisine yönelttiği sorulara, yanıt vermeden cevap vermeyi tercih etti. Mutluyakalı’nın cevabıyla ilgili iletişime geçtiğimiz Günalp, Mutluyakalı’nın yaptığı açıklamaya karşılık vererek, “yönelttiğim sorulara cevap vermek yerine, kendince iddia ettiği kişilik özelliklerimi iğneliyor, bunu tartışmaya çalışıyor” dedi.
Konuyla ilgili konuşan Günalp, Mutluyakalı’nın kendisinin olgulara dayanarak yönelttiği sorulara cevap vermek yerine, kendince iddia ettiği kendisinin kişilik özelliklerini iğnelediğini ifade ederek, bunu tartışmaya çalıştığını söyledi.
“Buna mantık biliminde Ad-hominem derler Cenk” diyen Günalp, Mutluyakalı’nın bu tür bir cevap verme yöntemine başvurmasının kendisi için hayati olabileceğini ancak toplum için gereksiz olduğunu da söyledi.
Günalp sözlerine şöyle son verdi:
“Fikrin gücü ikna kabiliyetindedir, sen statü dayatmayı, kişiliğimle ilgilenmeyi bırak, sorduğum sorulara toplum vicdanı ve meslek etiği adına cevap ver!”
Mutluyakalı ne demişti?
Kişisel sosyal medya hesabından Çağıl Günalp’a yanıt veren Mutluyakalı, adını vermeden hitap ettiği Günalp’ın Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı’nda basın görevlisi olduğunu ifade ederek, asıl meselenin Halk TV’de söylediklerinden duyulan rahatsızlıklar olduğunu iddia etmişti.
Mutluyakalı’nın açıklaması şöyleydi:
Bizim eski editörlerden bir arkadaşımız – ki şimdi Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı’nda basın görevlisidir – (Yenidüzen’den ayrılarak Mustafa Akıncı’nın ekibine katılmış, ardından Ersin Tatar’la devam etmişti, zorluğunu anlayabilirim) benim yazdıklarımı, bana soruyormuş.
Sabah sabah Ersin Tatar aradı, sordu zaten… Başkan “doğrudan iletişim” anlamında daha başarılı (!)
Asıl mesele Halk TV’de söylediklerimden yana duyulan rahatsızlık olmuş.
Yeraltının yer üstüne karışması ve siyasetin finansmanı…
Türkiye’ye doğru konuşunca çok daha hassaslaşıyor Ersin Tatar… Yüzünü kendi yurduna döndürebilse, ah!
Yazdım anlattıklarını, köşeme…
Kimi zaman huzursuzluk yaratıyorsak, affola… Kendimizden çok yurdumuza ve yarınlara gailemiz var diye… İyi ki ömrümüzde gazetecilik yapmışız yalnızca, onca sızısına rağmen, onca sancısına…
Ne diyeceğim…
Yüreklerimizi sıcak tutabilsek ve iyilikle kötülüğü ayırmayı başarabilsek sadece, çok daha aydınlık olacak hayatlarımız…