Çeşitlilik, dayanışma ve insan haklarının kalıcı bir simgesi olan gökkuşağı bayrağı hâlâ yaşıyor ve her zamankinden daha geçerli.
Yazan: Meg Miller
Çeviren: Selin Pervan
Kaynak: Ve Posta
30 Mart 2017’de hem tasarım hem de LGBTİ çevreleri bir efsaneyi kaybetti: İkonik gökkuşağı bayrağının yaratıcısı Gilbert Baker aramızdan ayrıldı.
1970’lerde San Francisco’da sanatla uğraşan ve tanınmış bir aktivist olan Gilbert Baker’ın en bilinen işi, 1978’de kavramsallaştırdığı ve elleriyle diktiği bayrak oldu. Şimdilerde, LGBTİ hareketini dünya çapında görünür hâle getiren gökkuşağı bayrağı, LGBTİ haklarının da en yaygın sembolü. 2015’te New York Modern Sanatlar Müzesi, korunmaya değer bir geçmişi olan bu “sanat eserini” kalıcı tasarım koleksiyonuna katmıştı.
Gilbert Baker, MoMA’nın asistan küratörü Michelle Millar Fisher ile yaptığı bir söyleşide, LGBTİ örgütlenmesinin merkezinde olmanın önemini ve dikiş dikmeyi nasıl öğrendiğini anlatmıştı. Kansas kırsalında yetişen sanatçının büyükannesi bir kadın giyim mağazasına sahipti ancak bu muhafazakâr kasabada kimse Baker’a bu aile becerisini öğretmenin uygun düşeceğini düşünmüyordu. 21 yaşında ordudan terhis edildikten sonra San Francisco’ya taşındı, bir dikiş makinesi aldı. Kendine diktiği “drag queen” kıyafetleriyle yeteneklerini geliştirdi.
Baker, daha sonra eşcinsel hakları aktivizmine dahil olduğunda, becerilerini protesto afişleri hazırlamak için kullandı. Fisher’a “Ordudaydım, 1972’de ayrıldım ve bu tabiri caizse benim görevim haline geldi,” demişti. “Yeteneklerim benim eylemlerim hâline geldi.”
O dönemde LGBTİ topluluğu, birleştirici bir sembol arıyordu, Nazilerin pembe üçgeni ve Yunan harfi lambda kullanılan en popüler simgelerdi. Baker, “Gökkuşağı Bayrağı bir ihtiyaçtı çünkü bayrak kullanılmaya başlanana kadar elimizde Nazilerin eşcinselleri işaretlemek için kullandığı pembe üçgen vardı. Cinayeti, soykırımı, Hitler’i çağrıştıran korkunç bir yerden geliyordu. Güzel bir şeye ihtiyacımız vardı, bizden bir şeye. Gökkuşağı o kadar mükemmel ki ırk, cinsiyet, yaş, tüm bunlar açısından çeşitliliğe gerçekten çok uygun,” demişti.
1978 yılının Haziran ayında, eşcinsel hakları aktivisti ve kamu görevine seçilen ilk eşcinsel olan Harvey Milk, Gilbert Baker’ı yürüyüş için bir bayrak yapmaya çağırdı. Baker ve 30 gönüllüden oluşan ekip, metrekarelerce kumaşı boyadı ve San Fransisco’daki Eşcinsel Toplum Merkezi’nin tavan arasında dikti. Başlangıçtaki el yapımı versiyonlar altı renk yerine sekiz renkliydi, ancak turkuaz ve pembenin nadir bulunan renkler olması imalatı zorlaştırdığı için daha sonra bu renkler bırakıldı. Bayrakla ilgili başka bir rivayet de, altı çizginin protestocuların protesto esnasında renkleri eşit olarak bölüştürmelerini kolaylaştırdığı veya büyük bayrakları bayrak direğine asmak için yarıya bölmeleri gerektiğiydi.
Bayrağın sekiz renkli versiyonunu internette bulmak hâlâ mümkün olsa da, bugün her yerde görülen bayrak altı renkli. Baker, 2015’ten bir Refinery29 röportajında, bayrağın gerçekten uluslararası bir sembol hâline geldiğini hissettiğini söylemişti.
Baker, 1994’deki Stonewall ayaklanmalarının 25. yıldönümü için geçit töreninde kullanılmak üzere bir mil uzunluğunda bir bayrak yaptı. Etkinlik geniş bir alana yayılmıştı ve kamuoyunun kabulüyle birlikte eşcinsel hakları yeni bir aşamaya taşınıyordu. Baker, “Bu en önemli andı, insanlar küçük gökkuşağı çıkartmalarını mağaza vitrinlerine yapıştırmaya başladılar “Visa ve Mastercard geçerlidir” çıkartmaları gibi. Başta “Bu nedir böyle? Biz kredi kartı değiliz ki,” diyordu.
LGBTİ hakları aktivistleri bayrağın ortaya çıkışından beri büyük ilerleme kaydetmiş olsalar da, Baker röportajlarında özellikle küresel bağlamda hâlâ gidecek yolları olduğuna dikkat çekmişti. Bugün ABD’de bile yeni yönetim LGBTİ hakları konusunda kaydedilen ilerlemeyi tersine çevirmeye niyetli görünüyor. Çeşitlilik, dayanışma ve insan haklarının kalıcı bir simgesi olan Baker’ın gökkuşağı bayrağı hâlâ yaşıyor ve her zamankinden daha geçerli.