İki Toplumlu Barış İnisiyatifi-Birleşik Kıbrıs, Kıbrıs’ta yaşayan tüm toplumların 47 yıl önce garantör Yunanistan’daki faşist cuntanın organize ettiği askeri darbe ve ardından ülkemizin bölünmesini getiren garantör Türkiye’nin askeri müdahalesinin yarattığı statükodan zarar gördüğünü hatırlatarak, bugünkü ayrılıkçı statükonun ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs’ın kuzey ve güneyinde 100’den fazla örgütün yer aldığı İki Toplumlu Barış İnisiyatifi-Birleşik Kıbrıs’tan yapılan açıklamada “Tarafları, 2017 yılına kadar elde edilmiş olan; zirve toplantılarında varılan yakınlaşmalar, iki liderin ortak deklarasyonu, Guterres Çerçevesi ve Birleşmiş Milletler kararlarında da geçen İki Bölgeli, İki Toplumlu, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan Avrupa Birliği üyesi bir “Birleşik Federal Kıbrıs” temelinde, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm ortaya koymak için bir an önce görüşme masasına davet eder, gerginlik yaratacak eylemlerden kaçınmaya çağırırız” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Ülkemizin bölünmüşlüğünün devamı, ekonomik sıkıntılar, Akdeniz’de süregelen gerginlik, silahlanma, savaş tehlikesi, göçler ve acılar, Kıbrıs sorununun devam etmesinin yarattığı acı gerçeklerdir.
Kıbrıs’ta yaşayan toplumlar olarak, savaşın bedelini, kanımız, gözyaşımız ve acılarımızla ödedik ve ödemeye devam ediyoruz. Barışın bir insanlık erdemi olduğuna inanarak, ülkemizin, karşılıklı saygıya dayalı, siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki bölgeli, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan federal yapıda yeniden birleşmesi talebimizi vurgulamak istiyoruz.
Bu talep, iki toplum arasında yıllardan beri Birleşmiş Milletler’in arabuluculuğunda devam eden görüşmelerin bir sonucudur. Bu sonuca ulaşmak kolay olmadığı gibi, federal çözümden başka bir çözüm modeli gerçekçi değildir.
Kıbrıs’taki iki toplumun geleceği ortaktır. Yeni nesillere barış içinde federal birleşik bir Kıbrıs bırakarak ülkemize ve bölgemize istikrar kazandırabiliriz. Barışın silahla, askerle olmayacağını yaşayarak öğrendik. Gerginlik politikaları, provokasyonlar, görüşme masasından kaçmak ve karşılıklı suçlama oyunları çözüme katkı koymaz. Maraş’la ilgili yapılan çıkışlar çözüme yardım etmediği gibi, BM Güvenlik Konseyi kararlarına da aykırıdır ve adamızın kalıcı bölünmesine hizmet eder.
Doğal felaketlerle ortak mücadele etmek, Covid-19 salgını ile mücadelede birlikte hareket etmek, geçiş kapılarında kolaylık sağlamak, suçlara karşı ortak mücadele yürütmek, eğitim sistemlerindeki şövenist, milliyetçi ve ırkçı söylemleri ortadan kaldırmak ve Kapalı Maraş konusunda Birleşmiş Milletler’in kararlarına bağlı kalmak, çözüme giden yolda önemli adımlar olacak ve toplumlararasındaki güven duygusunu artıracaktır.
Maraş konusunu siyaset ve seçim malzemesi yapmak, hidrokarbon kaynakları konusundaki paylaşımı gerginlik ve savaş nedeni haline getirmek hiç kimseye fayda sağlamayacaktır. Gerginlik politikaları, ülkemizde silahlanmanın artması ve adamızın garnizon haline getirilmesi demektir.
Bu gerçeklerden hareketle, Kıbrıs’ta yaşayan tüm toplumların 47 yıl önce garantör Yunanistan’daki faşist cuntanın organize ettiği askeri darbe ve ardından ülkemizin bölünmesini getiren garantör Türkiye’nin askeri müdahalesinin yarattığı statükodan zarar gördüğünü hatırlatır, bugünkü ayrılıkçı statükonun ortadan kaldırılması gerektiğini vurgularız.
Tarafları, 2017 yılına kadar elde edilmiş olan; zirve toplantılarında varılan yakınlaşmalar, iki liderin ortak deklarasyonu, Guterres Çerçevesi ve Birleşmiş Milletler kararlarında da geçen İki Bölgeli, İki Toplumlu, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan Avrupa Birliği üyesi bir “Birleşik Federal Kıbrıs” temelinde, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm ortaya koymak için bir an önce görüşme masasına davet eder, gerginlik yaratacak eylemlerden kaçınmaya çağırırız.
İki Toplumlu Barış İnisiyatifi – Birleşik Kıbrıs