Hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunan, firar etmesinin ardından dün akşam saatlerinde yakalanan Alexander Satraev’in konusu, cezaevindeki insanlık dışı koşulları da bir kez daha gün yüzüne çıkardı. 172 kişiye göre inşa edilen cezaevinde şu anda 600 civarında mahkum ve zanlı kalıyor. Peki cezaevinde şu anki durum ne?
Cezaevinde mescit, revir, depo ve kütüphane kapasitenin aşılmasından dolayı derme çatma bir şekilde koğuşa çevrildi. Her biri 30-40 metrekare büyüklüğünde olan koğuşlarda 18 kişilik ranzalar bulunuyor. Ranzaların yanısıra yerlerde şilteler de bulunmaktadır. Gece saatlerinde bir mahkum tuvalet ihtiyacını karşılamak isterse, yerdeki şiltelerde uyuyan mahkumların üzerine basmaden tuvalete gidemez.
Sıcak su sorunu bulunuyor
Kış aylarını yaşadığımız bugünlerde, yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesi de mahkumların sıcak suya erişimi… GazeddaKıbrıs’ın edindiği bilgilerde, mahkumların sıcak suya çoğu zaman erişemediği de öğrenildi. Tuvaletlerin büyüklüğünün 1 metrekare olduğu da öğrenilirken tuvaletin aynı zamanda banyo olarak kullanılan tek lavabolu bir oda olduğu belirtildi.
Mahkumlar yemeklerini nerede yiyor?
Mahkumların kullanımına sunulmuş 10-15 tane okul sandalyesi bulunuyor. Ayrıca kullanım alanları içinde bir adet plastik masa olduğu için mahkumlar çoğu zaman yemeklerini kucaklarında yemek zorunda kalıyor. Kalınan yerlerin havalandırılma konusu ise ayrı bir tartışma konusu. Edinilen bilgide, koğuşların günde iki kez 45 dakikalığına havalandırma izni olduğu öğrenilirken, 40 mahkumun aynı anda bulunduğu koğuşlarda sağlık koşullarının ise tartışılması gerektiği apaçık ortada…
Vicdani Retçi Karapaşaoğlu da cezaevinin durumunu anlatmıştı
2019 yılında vicdani reddinden dolayı 3 gece cezaevinde kalan Halil Karapaşaoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra Yenidüzen Gazetesi’ne cezaevinin durumu ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu.
Karapaşaoğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyleydi:
“Koğuşlarda kırık camlardan yağmur geliyor, şiltelerin üzeri hep ıslanıyor”
“Odaların kapısı yok, camlar açık. İnsanlar soğuğu battaniye ile önlemeye çalışıyor”
“Tam karşımızda 17-18 yaşlarındaki çocukların koğuşları vardı. Çocuklar birbirleriyle cinsel ilişkiye giriyorlar, ‘uyuz’ hastalığına yakalanıyorlarmış”
“Cezaevinde sıcak su yalnızca Pazartesi ve Cuma günleri var. Onun dışında sıcak su yok”
Karapaşaoğlu’nun röportajının tamamını okumak için tıklayınız >>>