Bazı kişiler soruyor, “Jale Hanım seni neden dava etti” diye!..
İşte bu yüzden;
Covid-19 kitleriyle ilgili ben yazı yazmadan önce adanın kuzeyinde tekel vardı ve bu tekelin en büyük savunucusu da Jale Refik Rogers’tı!..
“Qiagen” marka kiti adanın güneyi 30 Euro’ya alırken, adanın kuzeyi 80 Euro’ya alıyordu!..
Aradaki fark 50 Euro!..
KİT başına bu toplumun cebinden 50 Euro fazla para çıkıyordu!..
Üstelik Jale Hanım’ın başını çektiği bir grup da “Qiagen” markanın dışında başka bir kitin kullanılmasına şiddetle karşı çıkıyordu!..
O günlerde Amerika’nın dahi kullandığı ve “Qiagen” markasından 5 kat daha ucuz olan kitleri Mağusa Devlet Hastanesi kullanmaya başlayınca yine ilk saldırı ne hikmetse Jale Hanım’dan gelmişti!..
Mağusa’da kullanılan kitleri yerin dibine sokup bunu kullananlara karşı savaş açarken, ısrar ve inatla “Qiagen” marka kitlerin kullanılması gerektiğini savunmuştu!..
O süreçte kuzeydeki Mekar şirketi bize kitleri 80 ila 100 Euro arasında satarken, Güneydeki Scientronics şirketi aynı kitleri 20 ila 30 Euro arası satıyordu!..
Bakınız altını ısrar ve inatla çiziyorum, AYNI MARKA yani “QIAGEN” marka kitleri biz güneyden 50 Euro daha pahalıya alıyorduk!..
Üstelik Lefkoşa Devlet Hastanesi Laboratuarından bulunan kit cihazları da sadece “Qiagen” marka kite programlanmıştı ve başka kit alınmasının önü bu şekilde engellenmişti!..
Yani hem en pahalı kiti kullanıyorduk, hem de bu kiti tüm dünya ülkelerinin aldığı fiyatın en az iki katına mal ediyorduk!..
Bakınız bunun tanınmışlık ya da tanınmamışlıkla ilgisi yok!..
Uluslarası şirket üzerinden alınan bir alım olduğu için kuzeydeki şirketin İngiltere’den alışı güneydeki şirketle aynı ama satışı farklı!..
Hem de öyle 3-5 Euro değil 50-60 Euro bir fark!..
Tüm bunlar yaşanırken Türkiye’den bize hibe edilen test kitlerini de kullanamıyor ve depolarda atıl bir vaziyette tutuyorduk!..
Neden mi?
Çünkü yine aynı kesim, “Mevcut cihazın başka kitleri kabul edebilmesi için bir hafta boyunca yeniden programlanmaya ihtiyacı var, tek cihazımız olduğu için bunu yapamayız” bahanesini ortaya attılar!..
Biz saf Kıbrıslılar da inandık!..
Ta ki Sağlık Bakanı Ali Pilli, Güzelyurt’ta AB’nin bize hibe ettiği cihazın bir ambarda atılı olduğunu öğrenene kadar!..
Pilli anında bu cihazı sağlık sistemine kazandırdı!..
Hatta Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi inat ve ısrarla başka kitlerin de kullanabildiği cihazı o dönemde devletin hizmetine bedava sunmayı teklif etmesine rağmen, ne gariptir ki yine aynı kişi ve kesimler buna karşı çıkarak engelledi!..
Konu uzun ama bugün adına kısacası Jale Hanım tarafından dava edilmemin sebebi bu çarka çomak sokmam oldu!..
Bu olaydan sonra biz kitleri çeşitli firmalardan 12 ila 20 Dolar arasında bir fiyata satın alabilmeye başladık!..
Daha doğrusu istediğimiz fiyat aralığında alım yapabiliyoruz!..
Tekel bitti yani!..
Şimdi mi?
Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin girişimi ile şu anda Covid-19 test kitlerini Türkiye Devlet Malzeme Ofisi’nden 2.7 Dolara alıyoruz!..
Evet yanlış okumadınız!..
2.7 Dolar!..
Ayrıca artık hibe edilen cihaz ve kitleri de bir ambarda saklamamıza gerek kalmadı, onları da kullanıyoruz!..
Bu toplumun ve devletin büyük bir zarardan kurtulmasında ufak da olsa bir parmağım varsa ne mutlu bana!..
Ki Sağlık Bakanı Ali Pilli o dönemde bana ulaşıp “Bizi büyük bir zarardan kurtardın” diyerek bana teşekkür etmişti!..
Jale Hanım ise teşekkür değil dava etti!..
Aslında iyi de oldu!..
Bu vesileyle bana da yarım bıraktığım işi tamamlama fırsatı verdi…
Dibine kadar gidip bu konuyu en ince ayrıntısına kadar birlikte araştırıp öğreneceğiz!..
Not: Yusuf Bey’in de dava sebebini yarın yazacağız. Şimdiden merak edenler için, yine çomak sokma meselesi!..
