Cenevre’de yapılacak Kıbrıs Konferansı’nda İngiltere’yi, Dışişleri Bakanı Boris Johnson’un yanı sıra, geçen hafta Ankara ve Atina’yı ziyaret eden Dış ilişkilerden sorumlu Avrupa İşleri Bakanı Alan Duncan temsil edecek.
Diplomatik kaynaklar, Başbakan Theresa May’in de gerekli olması durumunda Cenevre’ye gitmek için hazır olduğunu, bunun sadece, bir çözüme yaklaşılması durumunda ve bazı açık konuların kapatılmasına yardımcı olmasına katısı olması durumunda geçerli olduğu belirtildi.
Londra’da hâkim olan görüşün, Yunanistan Başbakanı Tsipras ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da aynı tutumu sergilediklerini ve şu an Yunanistan ve Türkiye’nin daha düşük bir düzeyde temsil edileceği yönünde olduğu açıklandı.
May’in son dönemde, diplomatlardan ve iş ortaklarından sürekli ayrıntılı notlar isteyerek, Kıbrıs konusundaki senaryolar ve gelişmeler üzerinde sürekli bilgilendirilmekte olduğu belirtildi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Yeni seçilen ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmalarıyla temaslarda bulunmak amacıyla dün New York’a gitti. Boris Johnson, pazartesi günü Washington’da önde gelen senatörler ile görüşecek ve salı günü Avam Kamarası’nda dış politika ile ilgili soruları yanıtlayacak. Çarşamba günü muhtemelen Cenevre’ye gitmek üzere yola çıkacak.
Kıbrıs Haber Ajansına ulaşan bilgilere göre, Londra’da mutlaka hizmet veren değil, Kıbrıs konusunda derin bilgi sahibi diplomatların katılımıyla Britanya misyonu genişlemiş olacak.
Müzakerelerle ilgili olarak, Guardian gazetesi ise İngiltere hükümet yetkililerinin Cenevre’de elde edilebilecek maksimum şeyin, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi yönünde bir “anlaşma çerçevesi” olduğuna inandıklarından söz etti.
Söz konusu yazıda, ilgili tarafların önümüzdeki haftalarda, Cenevre’de müzakere masasında yeniden bir araya gelebilecekleri olasılığına değinilmektedir. Buna rağmen, referandum için zamanın daralmasından dolayı, Britanya, AB ve BM’nin bu hafta içinde bir anlaşma çerçevesine varılması yönünde baskı uygulaması bekleniyor. Hatta referandumun nisan ayında bile yapılmasının uygun olabileceğinden söz ediliyor.
İngiltere hükümet yetkilileri, umutlu olduklarını dile getirmelerine rağmen, konferansın sonuçlarının tahmin edilemez olduğunu da kabul ediyorlar.