Bu makale ilk kez 28 Temmuz tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Sayın Akıncı’ya ölüm tehditleri geliyor. Bir bakıyor ki tehdit dışarıdan, ama içeride!
Bu ne demek oluyor? Benim bundan anladığım, tehdit içimize sızmış dış güçlerden geliyor. Kim olabilir ki içimize sızmış dış güçler?
UBP kodamanlarının klasik bir tabiri ile, ‘Malum Güçler’ mi? Eroğlu da bir zamanlar “Arkamda 40 mit görevlisi dolaşıyor” diyerek ayni malum güçleri işaret etmişti! Kim bu malum güçler? Bakin işte bu herkesin bildiği bir sır!
Bu ve benzer tehditlerin kaynağı TC egemenleridir!
İyi ama hem KKTC cumhurbaşkanı olacaksın hem de bu ise şaşacaksın?
Olacak is değil!
Uluslararası alanda KKTC topraklarından TC sorumludur. KKTC değil! 1974’den beri durum budur. Tıpkı İsrail’in Filistin’den sorumlu olması gibi.
Hem cumhurbaşkanı olacaksın, ya da hükümet olacaksın – hem de KKTC sınırları içinde “sol” siyaset yapacaksın ama bu basit gerçeği bilmeyeceksin?
İmkansız. Bunu bilmeyen yoktur. Bunu bilmezmiş gibi yapanlar tabii ki bolca vardır.
Mesela Cumhurbaşkanı Akıncı ve çevresindekiler bu türdendirler.
Hükümetteki sağcı kanattan tutunuz, muhalefetteki solcu kanada kadar hepsi de bu türdendir!
Sadece onlar mi? Kıbrıs Cumhuriyetindeki hükümet ve muhalefet partileri de ve her türden “sol”, hatta “Marxist” siyaset yapanlar da(AKEL dahil) bu türdendirler.
Sadece onlar mi? Hayır!
Yunanistan’dan başlayıp İngiltere’ye kadar, hatta tüm AB ülkeleri ve BM’ye kadar, hepsi iki yüzlü bir şekilde “hem KKTC’den TC sorumludur” diyorlar hem de ‘KKTC Cumhurbaşkanı’ olarak kabul etmedikleri seçilmiş kimseyi, Türk toplumunun lideri ilan ediyorlar!. Toplumlar arası görüşmeleri onunla sürdürebilirlermiş!. Bunun için de KKTC cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını bekliyorlar!
KKTC’yi saymıyorlar , tanımıyorlar ama secim sonuçlarını tanıyorlar! Uluslararası hukuk mu? Irzına geçilmiş durumda!
Bu tutarsız emperyalist politikalardan amaç Kıbrıs’ta yasayan insanların barış ve huzur içinde yaşaması değil! Amaç, Kıbrıs’ı kontrol edip dünya emperyalizmini yaşatmak. İçtekinin de dıştakinin de tek derdi bu!
Güneydeki cumhurbaşkanının da Kuzeydeki cumhurbaşkanın da tek dertleri bu!
Kıbrıs halkı isi ellerine alırlarsa bu içteki ve dıştaki halk düşmanı partiler ve bireyler biterler. Bu yüzden böyle oyunlar oynayıp duruyorlar! Bu oyunları bozmak için doğruyu söyleyeni de dokuz köyden kovuyorlar!
Bu arada Şener Levent’in gecen hafta yayınlanan “BİR DEFA ÖLÜRÜM” baslikli makalesinin ibretlik bir yazı olduğunu vurgulamalıyım. Kuzey Kıbrıs gerçeği tüm çıplaklığıyla bu makalede okunmaktadır.
“Vakti gelmişse bir defa ölürüm; ama toplumumun hak ettiği insanca, onurlu bir yaşama kavuşma mücadelesinden asla vazgeçmem” diyor Sayin Akinci.
Peki ama toplumun hak ettiği insanca onurlu bir yasama kavuşma mücadelesi nedir ki? Akıncı Kıbrıs Türk toplumunun bugün hak ettiği onurlu, insanca bir yaşama kavuştuğunu söyleyebilir mi?
Bu mücadele, bize göre, Kıbrıs’ın emperyalist boyunduruktan kurtulma mücadelesidir. Bu mücadele kapitalist sömürü ve baskı sisteminden, ücret köleliği sisteminden kurtulma mücadelesidir. Bu mücadele yalnız Kıbrıs Türk Toplumunun değil, tüm insanlığın mücadelesidir. Siz bu mücadelenin neresinde oldunuz sayın Akıncı? Türk finans oligarşisinin Kıbrıs üzerindeki çıkarlarını savunmak, emperyalist burjuvazinin egemen olduğu Türk devletini sığınacak liman ilan ederek toplumun insanca yaşama kavuşma mücadelesine katkıda bulunamaz, ancak zarar verirsiniz!
Size rağmen de olsa devrim gerçekleşecektir sayın Akıncı!
Size ve arkadaşlarınıza, tehditlerden uzak, güvenli, sağlıklı ve uzun ömürler temenni ederiz!