1974’ün ilk şehidi Ecvet Yusuf’un kızı Nilgün Ecvet Orhan, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, tüm şehit mezarlarının şaibeli olduğunu ve hepsinin açılması gerektiğini kaydetti.
Açıklama şöyle:
Dostlarım, babamı 46 yıllık yalnızlığından kurtarıp, yerine defnettikten sonra epeyce düşündüm, iyi düşünmeye, olumlu bakmaya çalıştım yaşananlara… bunları hiç hak etmediğimize, babamın ve diğer dört kabirdaşının o mezar bile denilemeycek çukura gelişigüzel atılmalarının affedilemez olduğuna karar verdim. Çok acı veriyor bana rapordaki o fotoğraf, babam yanlamasına elleri önünde, bacağı arkada yatıyor dört silah arkadaşıyla aynı çukurda… Şehitlerin gömülmesi, defnedilmesi gerekirken bu şekilde atılmaları canımı yakıyor…
Daha önce de yazdım, ben ölen köpeciğimi çok daha özenli ve sevgi dolu gömdüm… açılan her çukurdan rezalet ve dram fışkıran Tekke Bahçesi şehitliğine yeniden defnetmek istemezdim babamı, ama annem kırk beş yıl gittiğim yere gömülsün istiyorum diye inat etti… ve bildiğiniz o askersiz, din adamsız ve siyasetsiz, sevgi dolu törenle, şiirlerle defnettik babamı, içim huzurlu, dinginim aslında, ama öfkem baki… babam artık rahat…
Yeri belli, anamın içi da rahat… babama ve diğer şehitlere, kayıplara bu saygısızlığı yapanları affetmedim, affetmeyeceğim ve hesaplaşacağım… konum bu değil ama… konum herkesin bu şehitlerin nasıl saygısızca, gelişigüzel gömüldüğünü bilmesini sağlamak… babamı rahatsız etmemek adına o korkunç fotoğrafı paylaşmıyorum, ama mahkeme sürecinde kullanacağımdan emin olsun herkes….
Babalarına anıt mezar yapılmadı diye feveran edenlere de o babam diye kırk beş yıl yasemin taşıdığım solina kapak olsun… herkes bilsin, özellikle de şehit aileleri bilsin ki, sadece Tekke Bahçesi Şehitliğinde ve sadece 1974 definlerinde değil bu saygısızlık… bütün şehit ailelerinin, çocuklarının gidip DNA örneği verip, mezarların açılmasını talep etmesi lazım…
Benim de babamın mezarı vardı, ama ben bir şüphe ile çıktım yola ve yanılmadım… babalarınıza bunu borçlusunuz… babanıza bu saygısızlığı yapanlar, onları hala ağızlarına alıp kirletiyorlar… şimdi sus pus olduklarına bakmayın siz… ilk fırsatta yeniden aslan kesilip şehitler öyle, şehitler böyle diye konuşup, babalarımızın onurlarını kirletmeye devam edecekler…
Açılan her mezardan sorun çıkıyor, her mezardan dram çıkıyor… lütfen açtırın babalarınızın mezarlarını ve onları bulun… babamın adını taşıyan, onu defnettiğimiz o mezardan, o solinayla birlikte insan iskeleti çıktı, defnedilmemiş, oraya yığıntı şeklinde atılmış kemikler… o kemiklerin sahibi ya da sahiplerinin kim olduklarını belki de hiç öğrenemeyeceğiz, eğer adlarına bir mezar varsa çocukları onları orda sandığı için DNA vermediler ve o şekliyle de asla kimliklendirilemezler… o yüzden lütfen gidin ve gereğini yapın…
Ben bu iki yılda çok üzüleceğimi bilerek yol aldım, yılmadım ve başardım… babacığımı rahat ettirdim… ve huzurluyum…. cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Halil Sadrazam, Kayıp Şahıslar Komitesi, komiteden Mine Balman, bizzat kazıya başkanlık eden ve babam bulunduktan defin olana kadar onu yaseminsiz bırakmayan Demet Karşılı, kayıpların bulunması için canla başla çalışan Sevgul Uludag, bu süreçte benim kadar duyarlı ve istekliydiler…
Ellerini taşın altına koydular ve bana babamı verdiler… çok ama çok teşekkür ediyorum hepsine de… Halil Sadrazam babamı, öğretmenini Cumhurbaşkanlığındaki odasında korudu son gün ve bu benim için babamın onurunun iadesi anlamına geldi… Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, eğer cumhurbaşkanı olmasaydı ben babamı bulamazdım… çok sağol abi, hakkını ödeyemem….
Ben babama son görevimi, bana çok acı verse de başardım ve yaptım… Bundan sonrası babama bu saygısızlığı yapanlardan hesap sormak olacak…
Geçirdiğim, ailemin geçirdiği bu acı süreçte ve babamın defni sırasında yanımızda olan hepinize teşekkür ederiz…
Lütfen gidin babalarınızı bulun, bütün şehit mezarları şaibeli… babalarınıza bunu borçlusunuz….