Araştırmacı Gazeteci Yazar Mete Hatay, kişisel sosyal medya hesabından işgal tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Hatay, Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal durumunu arafa benzeterek, arafın çatırdamaya başladığını ve iki arada bir deredeki yaşamın tehlikeye girmek üzere olduğunu kaydetti.
Mete Hatay’ın açıklaması şöyle:
“İki arada bir derede” veya başka bir deyişle Araf’ta yaşamak orada yaşayanların farklı yetenekler geliştirmelerine neden olur. Devamlı eşikte olmak, geldiğin yere dönememek ama ileriye de gidememek farklı bir ruh hali, farklı yaşam koşulları ve ona bağlı yaşam taktikleri geliştirir. Araf’ta strateji belirlemek mümkün değildir. Sadece kısa dönemli taktiklerle hayat düzenlenir. Bizde de biraz öyledir.
Hem bugünlerin moda deyimiyle “işgal”ın getirilerinden yararlanmaya devam etmek istiyoruz, hem de gerçek “işgal” edilenleri unutarak onları görünmez kılarak, hatta zaman zaman onlara, “işgalin” yarattığı ve şimdi onlara dayatmaya çalıştığımız siyasi, coğrafi de facto gerçekliklerimizi (iki toplumlu, İki Bölgeli, Siyasi eşitlik, dönüşümlü Başkanlık) istemiyorlar diye kızıyoruz da!
Diğer taraftan da bu getirileri aynen devam ettirmek için “vasi” olarak kullandığımız Türkiye’ye olan aşırı bağımlılığımızdan da bunalarak hezeyanlar yaşıyoruz. Fakat artık Türkiye’deki rejimin son zamanlardaki hoyrat hali ve sayın Akıncı’nın çıkışlarıyla, Araf çatırdamaya ve bu “iki arada bir deredeki” yaşam da tehlikeye girmek üzeredir.
Zaman şimdi yeni siyaset önerme zamanıdır. Eski taktikler (deve kuşu gibi yapma, miş gibi yapma, söz verip tutmama, kaçar gibi yapma, abartma, saptırma vesaire) işe yaramayacaktır.
Başta sayın Akıncı, siyasetçiler artık bu topluma Araf sonrasının ödenmesi olası bedelleri, fırsatları anlatması, onları hazırlaması ve o yönde hareket etmesi gerekir, yoksa bu kadar çalkantıdan sonra gene eski taktiklere dönülürse, bu toplum özgüvenini bir daha toparlayamaz ve Araf’ta kendi kendinden nefret eder bir halde, horlanarak, gittikçe işe yaramayan eski taktikleriyle “idare ederek” askıda kalacaktır!