TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, dün yayımladığı köşe yazısında Kıbrıs’ın Türkiye’nin davası olduğunu son damla kan akmadan Kıbrıs sorununu oldubittiye getirilemeyeceğini ifade etti.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın The Guardian’a verdiği söyleşinin ardından bir köşe yazısı yayımladı. Her satırından kan damlayan yazısında Bulut, “hodri meydan, kanlarımızla sulayarak geri aldık, almak isteyen varsa, aynı bedele razıysa, buyursun!” dedi.
İşte o, her satırı nefret kokan köşe yazısı:
BU COĞRAFYA’DA BÜYÜK TÜRK MİLLETİ YOK SAYILARAK BİR ADIM BİLE GİDİLEMEZ !
Kıbrıs’ta soyadını hiç hakketmeyen biri var; Akıncı! Bence adını değiştirmeli ve emperyalist güçlerden aldığı emirleri daha iyi yansıtan bir ad bulmalı ! Aklıma gelen birçok ad var ama takdiri size bırakıyorum!
Aslında yalnız da değil, Türkiye’de bile aynı yerden emir alıp “Kıbrıs’a Schengen vizesi ile gidelim” diyenler var !
Yok mu !
‘Yok artık’ mı dediniz?
Demeyin! Var öyle “kişiler”, basınımızda, toplumda, akademik hayatımızda…Her yerde…Bizimkiler de Akıncı versiyonları!
Daha önce de yazmıştım, aylardır, yıllardır bu adamları deşifre etmeye, nereden nasıl emir aldıklarını anlatmaya çalışıyorum !
Daha açık yazayım; aramızda bazı ilginç arkadaşlar var, Avrupa ile iyi geçinmek adına “her yaptığımız hatta varlığımız için” özür dileyelim noktasındalar…
“Akıncı” denen şahıs da bunların Kıbrıs’taki versiyonu !
Ne güzel olur değil mi; Türkiye Kıbrıs’tan ayrılsa hatta Akdeniz’i tamamen bu “Akıncı” gibilerin efendilerine bıraksa!
Sevgili dostlar,
Orada, burada, şurada değil, bu zihniyette olanlar her yerde varlar, olabilirler…
Bu arkadaşlara özellikle yabancılarla iyi geçinmek için yok sayılmayı “dünya ile entegrasyon” sananlara birkaç çift sözüm var; Kıbrıs’ta ne dileyeceğimiz bir özür, ne de ödeyeceğimiz bir kuruş tazminat, ne de kabul edeceğimiz bir harita var…
Akıncı gibileri içimizde yetiştirebilir hatta belli makamlara getirebilirsiniz ama büyük Türk Milleti’nin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türklerini Türkiye’den koparamazsınız!
Türkiye’yi Akdeniz’de istediğiniz kutuya hapsedemezsiniz!
Sevgili dostlar,
Kardeşlerimizi katledenlere karşı yaptığımız harekatın sonuna kadar arkasındayız ve bunun için boynumuzu eğecek tek bir gerekçe bile olamaz… Bu yolda şehit olan ecdadımızı şanla, minnetle, özleyerek anıyoruz… Rahat uyuyun, bu canlar bedenden çıkmadıkça “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” bizi yere baktıramaz…
Bu konuda “ama” ile dolu cümleler ile başlayıp, sayfalarca yazanlar ve konuşanlar size bir tavsiyem var; Sayın cumhurbaşkanımızın kıbrIs ile ilgili konuşmalarını iyi dinleyin, bir daha dinleyin! O sözler, bu konudaki referansımız!
Kıbrıs bizim davamızdır ve öyle kalacaktır. son damla kanımız akmadan hiç kimse, hiçbir masa oyunu ile Kıbrıs konusunu oldu bittiye getiremez!
Yaşasın haklı davamız… Yaşasın geçmişimize, geleceğimize, coğrafyamıza sahip çıkma mücadelemiz…
Bizi “biz olarak” kabul edip saygı duyanla yol yürürüz, bizi “devşirmeleri” vasıtasıyla her alanda yönlendirdiğini sananlarla da mücadelemiz can bedenden çıkıncaya kadardır!
Sevgili dostlar,
AB bu oyunlarına devam edebilir, edecektir de! Hatta KKTC içinden özellikle bir makamdan da destek alabilir!
İngilizler uzantıları her yerde karşımıza çıkabilir! Hiç ama hiç önemli değil! Kıbrıs için bir adım bile geri adım atmamız, AB’nin Türkiye’ye karşı bu tavrı devam ettikçe, bir anlaşma sağlamamız söz konusu olamaz…
Hodri meydan, kanlarımızla sulayarak geri aldık, almak isteyen varsa, aynı bedele razıysa, buyursun!
Kıbrıs ve Türkiye’de “gizli kalmışlar” dahil olmak üzere, herkese duyurulur!
Hodri meydan!
Biz buradayız!
Biz Akdeniz’deyiz!
Biz Ege’deyiz!
Biz Kızılelmayız!
Bekleriz!