The Economist, 2019 Demokrasi Endeksi’ni yayımladı. 167 ülkenin verilerinin değerlendirildiği raporda Avrupa’nın bazı bölgeleri de dahil olmak üzere demokrasinin küresel olarak gerilediği ortaya kondu. Kıbrıs’ın kuzeyi demokrasi raporunda incelenmezken, Kıbrıs’ın tamamına bakıldığı Kıbrıs Cumhuriyeti ise 7.54 puanla 34 sırada yer aldı.
Türkiye raporun kriterlerine göre 4.09 puan alarak 110. sırada yer aldı. Geçen yıl da 110. sırada yer alan Türkiye’nin puanı 4.37’ydi. Türkiye ayrıca Senegal, Hindistan, Kolombiya, Nepal, Pakistan gibi ülkelerin gerisinde yer aldı. Geçen yıl Pakistan 4.17 puanla Türkiye’nin gerisinde yer alıyordu.
“Dünya demokrasisi 2006’dan bu yana en kötü sonucu kaydetti”
Öte yandan endeksin yayımlanmaya başladığı 2006’dan bu yana dünya genelindeki demokratik gerilemenin en kötü sonuçların kaydedilmesine neden olduğu belirtildi. Rapora göre dünya nüfusunun yalnızca yüzde 5,7’sinin “tam demokrasi” koşullarında yaşadığı düşünülüyor.
Ülkelerin değerlendirilmesinde kullanılan kriterler arasında seçim süreci ve çoğulculuk, hükümetin işleyişi, siyasi katılım, siyasi kültür ve yurttaşlık hakları yer alıyor. Bu kriterlere göre Norveç’in ilk sırada yer aldığı değerlendirmede Batı Avrupa ülkelerinin çoğu tam demokrasi olarak sınıflandırıldı. Öte yandan pek çok Doğu Avrupa ülkesiyse kusurlu demokrasi ya da “melez” rejimler kategorilerinde yer aldı.
“Melez” rejim tanımlaması içinde yer alan ülkelerde seçimlerin özgür ve adil olmadığı, sivil toplumun ve hukuk devletinin zayıf olduğu, siyasal katılıma dair eksiklerin olduğu belirtiliyor.
“2019 gelişmekte olan ülkelerdeki halk ayaklanmalarıyla tanımlanabilir”
2016’da “tam demokrasi” sınıfındaki ülkeler arasında yer alan ABD de kusurlu demokrasi kategorisinde değerlendirildi.
Raporun editörü Joan Hoey açıklamasında, “Eğer 2016 gelişmiş demokrasilerde mevcut yönetime karşı gerçekleşen popülist ayaklanmalarla dikkat çektiyse, 2019 da geniş ölçüde dünyanın gelişmekte olan kısmındaki halk ayaklanmalarıyla tanımlanabilir” ifadelerini kullandı.
Her ikisi de daha fazla halk egemenliği ve daha iyi siyasi temsiliyet talebini yansıtıyor. Ayrıca her ikisi de demokrasinin yenilenmesine dair potansiyeli ortaya koyuyor.
Rapor ayrıca Avrupa ülkelerinin “ilerleme kaydedemediğini” belirterek birçok ülkede koşulların geliştirilebileceğine dikkat çekti. Örneğin Polonya’da “iktidardaki muhafazakar milliyetçi Hukuk ve Adalet (PiS) partisinin ülkeyi düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir demokrasi haline getirmeye yönelik çabalarına devam ettiği için” Polonya’nın ilk kez sıralama açısından Macaristan’ın gerisinde kaldığı belirtildi.
