Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlı, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısıyla açıklama yayınladı.
Refikoğlu açıklamasında şehirciliğin önemine değinerek, “Şehirciliği daha iyi tanıtarak, herkesin ilgi ve katılımını gerektiren bir iş olduğu fikrini yaymayı, yerel halka ve yetkililere planlamanın önemini ve gerekliliğini vurgulamayı, rant çevrelerinin çıkarlarının değil, kamu yararının düşünülmesini sağlamayı, kentlerimizin ve ülkemizin geleceğine dikkat çekmeyi, yaşanabilir kentlerin öneminin altını çizmeyi amaçlıyoruz.” açıklamasında bulundu.
Kentlerin tüm önemine rağmen Kıbrıs’ın kuzeyinde buna önem verilmediğini kaydeden Refikoğlu,”Peki, Kıbrıs adasının kuzeyindeki bizler ne yapıyoruz? Bir kent nasıl yaşanamaz hale getirilebilirse onu yapıyoruz” ifadelerinde bulundu.
İşte Refikoğlu’nun açıklaması:
Şehircilik nedir? Şehirlerin planlanmasında, düzenlenmesinde, güzelleştirilmesinde kullanılacak, uygulanacak bilimsel yöntemleri, şehirlerle ilgili toplumsal, ekonomik vb. sorunları konu edinen bilim dalı olarak nitelendirilmektedir.
Dünya Şehircilik Günü nasıl ortaya çıkmıştır? Bu “gün” 1949 yılında Profesör Carlos Maria della Paolera tarafından Buenos Aires kentinde karşılaşılan şehirleşme sorunlarının önüne geçebilmek için ortaya atılmıştır. Bu “gün”ü yaratırken de şehirciliğin, herkesin ve her kesimin hissetmesi gereken bir sorumluluk alanı olduğunu yaymayı hedeflemiştir.
Biz şehir plancıları olarak bugünü anarken neler hedefliyoruz?
Şehirciliği daha iyi tanıtarak, herkesin ilgi ve katılımını gerektiren bir iş olduğu fikrini yaymayı, yerel halka ve yetkililere planlamanın önemini ve gerekliliğini vurgulamayı, rant çevrelerinin çıkarlarının değil, kamu yararının düşünülmesini sağlamayı, kentlerimizin ve ülkemizin geleceğine dikkat çekmeyi, yaşanabilir kentlerin öneminin altını çizmeyi amaçlıyoruz.
Biz Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan şehir plancıları olarak hemen hemen her gün yaşadığımız ülkede mesleğimizi hiçe sayan ve kentlerimizi hedef alan olumsuzluklar doğrultusunda bu yıl, “Şehircilik Günü” ana temasını “yaşanabilir kentler” olarak belirledik. İmar planlarının bir amacının da yaşanabilir kentler yaratmak olduğunu düşünürsek bu konunun altını ivedi bir şekilde çizmemiz gerektiği kanaatindeyiz.
Yaşanabilir kentler özetle, sosyal ve ekonomik işlevleri güçlü, çevreye duyarlı, yaya ve motorsuz erişime olanak verecek şekilde ulaşım bağlantıları güçlü olan, tarihe saygı duyan, kamu yararını gözeten, gelecek kuşaklara sağlıklı yaşam alanı sağlayan geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurabilen kentleridir.
Peki, Kıbrıs adasının kuzeyindeki bizler ne yapıyoruz? Bir kent nasıl yaşanamaz hale getirilebilirse onu yapıyoruz.
Orman arazilerini kiralıyor, tarım arazilerini imara açıyor, çok katlı yapılaşmalara hem sosyal hem de teknik altyapısını düşünmeden izin veriyor, rant çevrelerinin çıkarlarını kamu yararının önüne koyuyor, tarihi binaların duvarlarının boyanmasına, üzerlerine/çevrelerine dokuya uyumsuz gelişmelere izin veriyor, kültürel değeri olan binaların yıkılmasına müsaade ediyor, güvenilirliği düşük alanlar oluşturuyor, yol boyu gelişmelere izin veriyor böylece araba bağımlılığını artırıyor ve toplu taşıma kullanmıyoruz. Hem çevreye, hem toplum sağlığına hem de kentlerimize zarar veriyoruz.
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü fikrinin ortaya atılma sebebi bir kutlama yapmak değil; Bir an önce kaybettiklerimizin farkına varıp tekrar kazanabilmek adına hep birlikte uğraş verebilmemiz için bir karşı duruş sergilemek ve farkındalık yaratmaktır.
Not: 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısı ile 8 Kasım Cuma Saat 19:00’da Bedesten’de “YAŞANABİLİR ŞEHİRLER” temalı basına açık bir kokteyl düzenlenecektir.
Merter Refikoğlu
Şehir Plancıları Odası
Yönetim Kurulu(a)
Başkan