Küresel Enerji İzleme Merkezi (Global Energy Monitor), Greenpeace ve Sierra Club tarafından dün yayımlanan rapor, dünya genelinde kömürlü termik santral gelişiminde üç yıldır süregelen düşüşe dikkat çekiyor. Beşincisi yayımlanan Yükseliş ve Çöküş 2019: Küresel Kömürlü Termik Santral Stoku Takibi raporu, kömürlü termik santrallerin yıllık analizini içeriyor. Raporun sonuçları, yeni işletmeye alınan kömürlü termik santrallerde geçen senenin proje stokuna kıyasla yüzde 20 (önceki üç yılda yüzde 53), inşaat aşamasındaki santrallerde yüzde 39 (önceki üç yılda yüzde 84) ve ön lisans-lisans süreçlerindeki santrallerde yüzde 29’luk (önceki üç yılda yüzde 69) düşüş gösteriyor.
Kömürlü termik santrallerin devreden çıkarılma hızı rekor bir seviyede devam ediyor. Küresel ölçekte devreden çıkarılan santrallerin yarısından fazlası (17.614 MW / 45 ünite) ABD’de yer alıyor. Bu durum, Trump yönetiminin ekonomik ömrünü tamamlayan santrallerin kapanmasını engelleme çabasına rağmen devreden çıkarılan santrallerde ABD için yeni bir rekor anlamına geliyor.
Kömürlü termik santrallerdeki düşüş, 100’ü aşkın kurumun kömür finansmanını sınırlandırması ve 31 ülkede gerçekleşen kömürden çıkış stratejileri gibi, kömür yatırımcılarının içinde bulunduğu politik ve ekonomik sınırlamaların bir yansıması olarak görülüyor.
Çin, küresel ölçekteki kömürlü termik santrallerin düşüş eğilimine aykırı gelişme gösteren istisnai bir ülke. Uydu fotoğrafları, askıya alınan düzinelerce santralin sessiz bir şekilde yeniden inşaata başladığını gösteriyor. Ülkenin elektrik üreticilerini temsil eden Çin Elektrik Konseyi (China Electricity Council) tarafından yayımlanan yeni bir rapor, ülkenin kömür kapasitesini 1300 GW ile sınırlayan bir kota öneriyor ve Çin’in mevcut kömür kapasitesine 290 GW’lık (ABD’nin tüm kömür portfolyosu 259 GW) kapasite ekleyebileceğinin mesajını veriyor. Bununla birlikte Çin’in finansal kurumları, ülke sınırları dışında da yeni kömür santrali finansmanında temel kaynak olma yolunda ilerliyor.
Yükseliş ve Çöküş 2019 Raporu, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için yeni kömür santrallerinin bertarafı ve işletmedeki kömürlü termik santrallerin hızla devreden çıkarılması gerekliliğinin altını çiziyor.
Küresel Enerji İzleme Merkezi (Global Energy Monitor) araştırmacısı ve analisti Christine Sherarer, “2015 yılından bu yana kömürlü termik santral kurulu gücü miktarında yüzde 60 düşüş gerçekleşti. Halihazırda işletmedeki kömürlü termik santraller, küresel ısınmayı iki derecenin altında sınırlandırma hedefiyle uyumlu değil. Paris iklim hedeflerine ulaşılması için, önümüzdeki on yılda kömürlü termik santrallerin kullanımını radikal bir şekilde sınırlandırmalıyız’’ dedi.
Sierra Club Uluslararası Programı çevresel adalet temsilcisi Neha Mathew-Shah, “Rüzgar ve güneş gibi temiz ve yenilenebilir enerji çözümlerinin maliyetlerinin fosil yakıtlara kıyasla daha ucuz hale gelmesi, yakın bir gelecekte dünya genelinde kömürün tarihin sayfalarında yerini alacağına işaret ediyor. ABD, ekonomisinin kömürden arındırılması için doğru yolda ilerliyor ve 2030 yılında %100 temiz enerji ekonomisine geçme imkanı var. Ekonominin kömürden arındırılması ve temiz enerjiye dönüşüm sürecinde adalet için mücadele eden yerel örgütlenmeler olarak – özellikle Global South olarak tanımlanan Güney yarımküredeki gelişmekte olan ülkelerde – önemli bir süreçten geçiyoruz’’ dedi.
Greenpeace Küresel Hava Kirliliği Birimi baş analisti Lauri Myllyvirta “Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti, önümüzdeki on yıl için enerji hedeflerini inşa etmeye başlamışken, elektrik üreticileri yüzlerce yeni kömürlü termik santralin hayata geçmesi için baskı yapıyor. Bu durum Çin’in Paris Anlaşması uyarınca sorumlu olduğu taahhütlerin ihlali anlamına gelirken, yeni bir kömür atağı küresel ısınmanın en zorlu etkilerini bertaraf edebilmek için gereken emisyon azaltımıyla bağdaşmıyor. Çin’in enerji seçimleri, diğer tüm ulusal karar verme süreçleriyle karşılaştırıldığında küresel emisyonlara katkısı anlamında en önemli etken olarak öne çıkıyor’ dedi.