AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Avrupa Parlamentosu Milletvekili Adaylarının Kıbrıstürk Toplumuna Sunumu Etkinliğinde Yaptığı Konuşma
“Öncelikle bugünkü etkinliğimize katılımınız için hepinize çok teşekkür ediyoruz.
Geçmişte verdiğimiz ortak siyasal mücadelelerin sembolik devamı olarak, ortak vatanımız için, ortak hedeflerimiz için gelecekte birlikte vereceğimiz mücadelelerin öncüsü olarak, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin büyük mücadelesini birlikte vereceğiz.
Kıbrısrum ve Kıbrıstürk toplumunun çoğunluğunda var olan Avrupa’da olanların bizi ilgilendirmediği kanaati oldukça yanlıştır ve ilk yapmamız gereken şey bu kanaati değiştirmektir.
Avrupa’da olanlar bizimle ilgilidir. Bunun için de sesimiz Avrupa’da güçlü bir şekilde duyulmalıdır.
Durumun değişmesini talep eden sesleri bu seçimlerde güçlendirmeliyiz.
Hem Avrupa’da, hem Kıbrıs’ta.
Kalkınma hızları yavaşlıyor.
Sosyal tepkiler keskinleşiyor.
Eşitsizlikler patlayıcı boyutlar aldı.
İnsanların alım gücü çöküyor.
Yoksulluk, nüfusun giderek daha da büyük kesimlerini dışlanmayla tehdit ediyor.
Çalışma ilişkileri sistematik bir biçimde düzensizleştiriliyor.
Sosyal haklar toplu olarak yok ediliyor.
Bireysel özgürlükler daraltılıyor.
Demokrasinin kendisi daha öncesinde görülmemiş bir krize giderek daha fazla batıyor.
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşıyor.
Güvencesizlik hâkim oluyor.
Faşizm İkinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra geri geliyor.
Yerel düzeyde yaşananlar Avrupa düzeyinde yaşananların daha küçük boyuttaki örneklerinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla sandığımızdan çok daha fazla bizi ilgilendirmektedir.
Avrupa’daki tüm bu olumsuz koşullar aşırı sağın ve neofaşizmin gerek Avrupa’da, gerekse Kıbrıs’ta hortlamasına yol açtı.
Onların en büyük silahları demagoji ve sözde sistem karşıtı söylemleridir. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, popülizm, nefret ve şiddettir. Onların gerçek yüzü budur.
Onların yurdumuzu mahvetmelerine izin mi vereceğiz?
Avrupa müktesebatından ve sosyal devletten geriye kalanları da yok etmelerine izin mi vereceğiz?
Onların demokrasiyi ele geçirmelerine, evrensel insani ilkeleri ve değerleri yok etmelerine izin mi vereceğiz?
Elbette ki hayır. Avrupa’nın içine sürüklendiği çıkmazı kavrayanların güçleriyle güçlerimizi birleştirmeliyiz. Avrupa’nın geleceğini halkların dayanışması ve emekçilerin kazanımları üzerine inşa etmemiz için güçlerimizi birleştirmeliyiz.
Biz, en geniş halk kesimlerinin çıkarlarına hizmet eden bir Avrupa istiyoruz.
Emek dünyasının ve genç insanların çıkarlarını savunan bir Avrupa.
Barış bayrağını ve demokrasi fikrini yüksekte tutan bir Avrupa istiyoruz.
Çevreyi koruyan, insan haklarını savunan ve sosyal adaleti öne çıkaran bir Avrupa istiyoruz.
İşte bizim yolumuz budur.
İçerisinde bizim de yer aldığımız Avrupa Parlamentosu’ndaki Sol Grup Avrupa için vizyonumuzu pratikte önermek, talep etmek ve bu hedefle mücadele etmek için öne çıkan güçtür.
Avrupa Birleşik Solu / Kuzey Yeşil Sol emekçilerin siyasal, sosyal ve çalışma yaşamına ilişkin haklarının güçlendirilmesini, dar gelirli geniş halk kesimlerinin korunmasını hedefleyen önerilerin ilerletilmesi için kesintisiz bir şekilde çalışmaktadır.
Bugünkü sosyal ve ekonomik durumun düşlerini öldürdüğünü hisseden emekçiler, kadınlar, çiftçiler, genç insanlar için yoğun bir şekilde mücadele etmektedir.
Göç, çevre, insan haklarına saygı gibi dönemimizin önemli meseleleri hakkında doğru ve bütünlüklü politikaların ilerletilmesi ve uygulanması için tutarlılıkla çalışmaktadır. Avrupa Birleşik Solu / Kuzey Yeşil Sol Kıbrıs’ın mücadelesini ilkeler temelinde destekleyerek, tutarlılıkla Kıbrıs halkının yanında olan güçtür.
AKEL Avrupa Parlamentosu’nun Sol Grubu’nda güçlü bir şekilde temsili hedeflemektedir ve bunun için de seçimlere tecrübeyle yenilenme ve coşkuyu, bilgi ile dinamizmi bir araya getiren güçlü bir aday listesiyle katılıyor. Avrupa Parlamentosu’nda bizi layıkıyla temsil edecek adaylarımız:
Yorgos Yeorgiu, Athos Yeorgiu, Niyazi Kızılyürek, Yorgos Kukumas, Marina Nikolau ve Neoklis Silikiotis.
Adaylarımızı açıkladığımızda, aralarında bir Kıbrıslıtürkün yer almasıyla pek çok tartışmanın yaşanacağını biliyorduk. Sosyal medyada bu konuda pek çok tartışma oldu. Bilinen tezlerimiz, yaklaşımlarımız ve aynı zamanda aynı yurdu paylaştığımız Kıbrıslıtürklerle yıllardır süren ilişkilerimizle AKEL’in adayları arasında bir Kıbrıslıtürkün yer alması bizim için gayet doğal bir şeydir. Bunun bir toplum adına koyulan bir adaylık olmadığını zaten ilk andan itibaren vurguladık.
Bu adımı atma cesaretini gösteren AKEL’e karşı kimilerinin gösterdiği fanatizm, nefret ve öfke bizi şaşırtmamaktadır. Böylesi tepkiler birleşik ve bağımsız bir vatan, birleşik ve egemen bir halk hakkında konuşmaya cesaret eden herkese karşı yıllardır gösteriliyordu.
İki toplumda da milliyetçilik Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri birleştiren her şeyi yıllardır yok etmeye uğraşmaktadır. Sömürgeciliğe ve emperyalizme yıllardır hizmet ederek, bağımsız bir yurt fikrini öldürmeye çabalamaktadır. Milliyetçilik sistematik bir biçimde bölünmeyi pekiştirmektedir. Toprakta yol açtığı bölünmeden önce sistematik bir biçimde ideolojik ve politik bölünmeye yol açıp pekiştirdi.
Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak siyasal programlar inşa çabalarının karşısına hep öfkeli gericilik çıkıyordu. Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk AKEL’cilere ve başka solculara karşı 1950’li yıllarda estirilen şiddet karakteristik bir örnektir. Ortak mücadele ve ortak vizyonlar önerme cesaretini gösteren “hainlere” milliyetçilik bunun bedelini kanlarını dökerek ödetti.
AKEL’in aday listesinde Kıbrıslıtürk olması sembolik değildir. AKEL’in aday listesinin iki toplumlu karakteri on yıllardır bize dayatılmaya çalışılan ideolojik ve siyasal taksimi en nihayet aşabilme mücadelelerimizin devamıdır. AKEL’in aday listesi farklı bir Avrupa içerisinde yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için Kıbrıslıların tümünün sesinin, kaygılarının ve beklentilerinin duyulması için timsal bir karardır.
Milliyetçiliğe açık ve kararlı bir şekilde siyasi olarak karşı durulmalıdır. Halkımızın geleceğini, yurdumuzun yeniden birleşmesini talep etmemizde hiçbir siyasal bedelin bizi engellemesi söz konusu olamaz. Geleceğin Kıbrıs’ı için vizyonumuz var. Bu vizyonu görüşme masasına koyulan somut tezler ve önerilerle ete kemiğe büründürdük. Merkezinde etnik çatışmanın ortadan kaldırılması ve ideolojik-politik temelde birlik olan önerilerle bu vizyonu ete kemiğe büründürdük. Hristofyas’ın beş yıllık görev süresinde ortaya koyulan bu çaba, devamındaki tutarlı tezlerimiz, büyük-küçük çeşitli mücadelelerde Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri tekrar birleştiren inisiyatiflerimiz ve bugün halkımıza sunduğumuz aday listemiz yurdumuzun yaşam ve varoluş kaygısından başka hiçbir şeyi ifade etmemektedir. Kıbrıs’ı milliyetçiliğe ve taksim planlarına yem ederek, bu kaygıya ihanet etmemiz asla söz konusu olamaz.
AKEL’in aday listesi halkımızın birliğini, yurdumuzun bağımsızlığını savunan siyasi çizgide bilinçli ısrardır.
Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin Kıbrıs’ı eşitlik koşullarında birlikte yönetebilecekleri ve birlikte yönetmeleri gerektiği düşüncesinin gerçekleşmesi yönündeki sürekli çabadır.
Siyasi eşitliğin önemini anlamakta ve hele hele kabul etmekte zorlananlara yönelik sürekli hatırlatmadır.
Enklavlardan, TMT’nin kanlı politikasından ve Ankara’nın boğucu politikalarından, Kıbrıslıtürklerin Kıbrıslırumlarla eşitliği de siyasal olarak belirlenmiş bir Kıbrıs toplumu olarak korunması, barış ve yeniden birleşme için mücadele eden Kıbrıslıtürklerin yıllardır var olan talebidir. Bu aynı zamanda halkımızın kanlı tarihinin de gösterdiği bir tespittir ve bu tespiti AKEL’in dile getirmekte ve savunmakta hiçbir sorunu yoktur.
Kıbrıs için vizyonumuz aday listemizde bir Kıbrıslıtürk adayın yer almasından çok ilerisini hedeflemektedir. Aday listemizde bir Kıbrıslıtürkün yer alması elbette ki kolay bir girişim demek değildir. Tam aksine oldukça riskleri olan ve kimilerinde şüphelere yol açan bir inisiyatiftir. Bu nedenle net bir şekilde ifade ediyoruz: Hayır, iki toplumlu aday listesi Kıbrıs sorununun çözüm modelini teşkil etmemektedir. Hedefi ne Kıbrıslıtürklerin gözünü boyamaktır, ne de Kıbrıstürk toplumunun yerine geçmektir. Son dönemde pek çok kez Niyazi’nin kendisinin de kaydettiği gibi, onun adaylığı bir Kıbrıslıtürk yurttaşın adaylığıdır; bu adaylık ne Kıbrıstürk toplumunun toplum olarak adaylığıdır, ne de Kıbrıstürk toplumunu toplum olarak temsil etme hareketidir.
Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin birlikte yaşamayı ve ortak geleceklerini birlikte inşa etmeyi “ne istedikleri, ne de yapabilecekleri” yönünde doğru olmayan bir tespiti ve “yeni çözümler” söylemlerini öne sürenlerin giderek güçlenen tüm bu iddialarına bu inisiyatif net bir cevaptır. Bir adım daha ileri gidersek, aynı zamanda Ankara’nın mengenesine karşı ilerici Kıbrıslıtürklerin mücadelesiyle bir siyasi dayanışma inisiyatifidir. Sadece ve sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği için bugün bölünmeyle ve yarın taksimle uzlaşanların tümüne AKEL’in iki toplumlu aday listesi net bir cevaptır. Bölünmüşlüğü aşabileceğimizi, program ve tezlerle siyasi işbirliği yapabileceğimizi kanıtlayan siyasi bir pratiktir. Bu, sadece ortak geçmiş nedeniyle değil, aynı zamanda ortak geleceğimiz adına da oyların çapraz olabileceğini kanıtlayacak tarihi andır. Ne başkalarının “uzantıları” olarak, ne de çatışmaların “kalıntıları” olarak değil, Kıbrıslılar olarak birbirimize oy vermemize değer olduğu tespitine herkesin varabileceği andır.
AKEL olarak yürekten inandığımız için şunu söylüyoruz ve yılmadan yorulmadan, tekrar, tekrar söyleyeceğiz:
İşgale ve nüfus taşınmasına son verecek ve iki toplumun birlikte yaşamalarını sağlayacak bir çözümle, birlikte yaşamamız güvence altına alındığında, biz Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler geleceğe umutla bakabileceğiz. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini sağlayacak bir çözümle… BM kararlarını, Doruk Antlaşmalarını, uluslararası hukuku ve Avrupa hukukunu temel alacak bir çözümle… Kıbrıs’ı askersizleştirecek ve yabancı güçlerin garantörlük ve yurdumuzun içişlerine müdahale haklarına izin vermeyecek bir çözümle… BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde toprağı, halkı, kurumları ve ekonomiyi yeniden birleştirecek bir çözümle…
Bizim anlayışımıza göre federasyon, Kıbrısrum toplumunun iktidar olma aracı değil, aynı yurdu paylaşan eşit ortakların yaratıcı işbirliği alanıdır. Birleşik ve bağımsız bir ülkede iki toplumun birlikte yaşamalarının ve işbirliği içerisinde olmalarının güvence altında olacağı tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı, tek uluslararası kimlikli yeniden birleşmiş bir devlet çerçevesinde, aynı yurdu paylaşan eşit ortakların yaratıcı işbirliği alanıdır. Bu elbette ki iki toplumun Yunanistan ve Türkiye’yle tarihsel ilişkilerinin silinmesi demek değildir. Ancak halkımız, bütün Kıbrıslılar vasiler olmaksızın başarabilirler demektir. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin artık kurtulmuş bir şekilde ortak gelecekleri için birlikte çalışabilecekleri demektir.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday listemizin iki toplumlu olması kararı “Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler yönetimi paylaşıp ortak vatanlarını birlikte temsil edebilirler” mesajını göndermeyi isteyen bir siyasi harekettir.
Önümüzde sonuçlarıyla pek çok mesajı gönderecek çok önemli bir siyasi mücadele var. Haydi, tel örgüler üzerinden ellerimizi birleştirelim ve arzuladığımız, beklentisi içerisinde olduğumuz olalım.
Sevdiğimiz Kıbrıs için ve hayal ettiğimiz Kıbrıs için mücadele eden ve kazanan ses olalım.”