Fransa Doğu Akdeniz’de var olmak için Kıbrıs Cumhuriyeti ile savunma işbirliği anlaşmasını genişletiyor.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre Fransa Doğu Akdeniz’de var olmak için Kıbrıs Cumhuriyeti ile savunma işbirliği anlaşmasını genişletiyor. Fransız hükümeti, iki ülke arasında 2007’de imzalanan savunma işbirliği anlaşmasının güncellenmiş haliyle ilgili bir yasa tasarısı hazırladı.
İki ülke arasında 28 Şubat 2007 tarihinde imzalanan savunma işbirliği anlaşması 2010 yılında yürürlüğe girdi. Ancak Rum Yönetimi, Kıbrıs’ta hidrokarbon tartışmalarının patlak verdiği 2014 yılında anlaşmanın başta enerji güvenliği olmak üzere birçok alana genişletilip güncellenmesi önerisinde bulundu. İki taraf arasında yaklaşık üç yıl süren görüşmeler sonunda, anlaşmanın güncellenmiş hali dönemin Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian ile Rum mevkidaşı Hristoforos Fokaides tarafından 4 Nisan 2017’de Paris’te imzalandı.
Yürürlükteki anlaşma daha çok Rum silahlı kuvvetlerinin Fransızlar tarafından eğitim ve donanımına odaklı. Anlaşmanın güncellenmiş hali ise iki temel yenilik getiriyor. Birincisi; enerji güvenliği, deniz emniyeti, erken uyarı, kriz anında Fransız uyrukluların Yakın Doğu ülkelerinden tahliyesi, kriz yönetimi, terör, korsanlık ve dışarıdan saldırıya karşılık verme ve doğal afetler konularında yardımlaşma ve enformasyon alışverişini öngörmekte. İkinci olarak da silahlı kuvvetlere (özellikle de Fransız silahlı kuvvetlerine) “kolaylık sağlanması” ve “lojistik desteğin geliştirilmesi” üzerine kurulu.
Fransa’nın stratejik hesapları
Güncellenen anlaşmanın püf noktası da burada. Fransa bu yeni anlaşmayla Doğu Akdeniz’e demir atıyor. Paris açısından anlaşma stratejik planda bir taşla birkaç kuş vurma olarak değerlendirilebilir. Yakın Doğu, Fransa için öncelikli bir yere sahip. Bölgedeki sorunların çözümünde söz sahibi olmak, Fransız dış politikasının temel eksenlerinden birini oluşturuyor. Lübnan’da 25 bin, İsrail’de ise yaklaşık 55 bin Fransız uyruklu yaşıyor. Arap dünyasıyla özel ilişkileri olan Fransa, Irak ve Suriye’de terör örgütlerine karşı askeri operasyonlara ABD’nin ardından en fazla destek veren ülke. Bu nedenle Doğu Akdeniz’de daimi askeri mevcudiyete ihtiyaç duyuyor. Brexit sonrası İngiltere’nin Kıbrıs’taki askeri üslerinin AB ülkelerine ne derece açık tutulacağı konusunda şüpheleri var. Son olarak da Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından pay kapmanın hesaplarını yapıyor.
Rumların beklentileri
Rumların Fransa’yla savunma işbirliğini geliştirmek istemesi de birçok nedenden ötürü tesadüf sayılmaz. Avrupa Birliği’nin (AB) en önemli askeri gücü konumundaki Fransa, Yunanistan’ın ardından Rumların en önemli askeri ortağı. Fransa 2010’dan bu yana adanın güneybatısındaki Baf kentinde bulunan Andreas Papandreu hava üssünü kullanabiliyor. Rumlarla ortak tatbikat düzenliyor, Rum özel kuvvetlerini eğitiyor. Yeni savunma işbirliği anlaşmasıyla donanmasına da bölgede güvenli bir liman istiyor. Rumlar Fransa’nın adadaki askeri varlığını, olası “Türk saldırısına” karşı caydırıcı unsur ve Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmaları yürüten Fransız petrol devi TOTAL için ek güvence olarak görmekte.
İki taraf şimdi Larnaka-Limasol yolu üzerindeki Mari deniz üssünün Fransız savaş gemilerinin kullanımına açılmasını müzakere ediyor. Müzakereler Rum yönetimi tarafından henüz doğrulanmış değil, ancak yalanlanmadı da. Savunma Bakanı Savvas Angelides, Bükreş’te katıldığı AB Savunma Bakanları toplantısı paralelinde basına yaptığı açıklamada, “Fransa ile daimi olarak genişletmeye çalıştığımız stratejik bir işbirliğimiz var. AB, üyesi olan devletleri korumakla yükümlü. Bir üye devletin topraklarına yönelik saldırı tüm AB’ye yapılmış demektir” ifadelerini kullandı.
Fransız büyükelçinin üs ziyaretleri
Eski Dışişleri Bakanı Ioannis Kasulides ise ülkesinin Mari’de Fransızlarla ortak bir deniz üssü projesi üzerinde çalıştığını açıkça itiraf etti. Fransa’nın Kıbrıs büyükelçisi René Troccaz’ın 4 Şubat Pazartesi günü Mari’deki Evangelos Florakis deniz üssü ile Baf’taki Andreas Papandreu hava üssünü ziyaret etmesi de iki ülke arasındaki planları doğrular nitelikte. Mecvut haliyle fırkateyn ve uçak gemisi gibi savaş gemilerinin yanaşmasına elverişli olmayan Mari üssünün Rum-Fransız ortak finansmanıyla büyütüleceği ve “Fransız üssü” olarak tanımlanmaksızın Fransa’nın daimi kullanımına açılacağı söyleniyor.
Kıbrıslı Türklerin tepkisi
Konu adanın kuzeyinde olağanüstü yankı uyandırmış değil. Türk Ajansı-Kıbrıs (TAK) müdürü Dr. Fehmi Gürdallı, Fransa ile Rum Kesimi arasındaki savunma işbirliğini genişletme adımının Kuzey Kıbrıs’ta “Rumların Doğu Akdeniz’deki enerji mücadelesinde kozlarını artırma” ve “bu hamleyle Fransa’yı güçlü bir şekilde yanlarına çekmeye çalışma” çabası şeklinde değerlendirildiğini söylüyor.
Kıbrıslı Türkler, Rumların bu hamlesini müzakere sürecinde savundukları pozisyonla “çelişkili” de görmekte. Fehmi Gürdallı, “Olası bir çözümde ‘sıfır asker-sıfır garanti’ talebinde bulunan Rumların, adada ABD’nin etkin olarak kullandığı İngiliz üslerine ek olarak Fransa’ya da askeri üs sağlama isteğinin çelişkili görüldüğünü” söylüyor ve ekliyor: “Bu çelişkiyi güneyde de dile getiren siyasetçiler var. Örneğin Fransa ile yapılan anlaşmayı eleştiren AKEL, amacın yabancı ülkelere yeni üsler vermek değil, adanın askersizleştirilmesi olması gerektiğini savunuyor”.
“Türkiye’ye de üs”
Fransa’nın askeri olarak adanın güneyine yerleşiyor olması kuzeyde de olası bir Türk üssü kurulması tartışmalarını alevlendirecek nitelikte. Türkiye adanın kuzeyinde askeri varlığa sahip ancak “resmi” bir üssü bulunmuyor. Fehmi Gürdallı konunun KKTC’de tartışma yaratmaya başladığına işaret edip, “Rum Kesimi’nin Fransa ile yaptığı anlaşmayı örnek gösteren çevreler, Fransa gibi Kıbrıs’la yakın ilişkisi bulunmayan bir ülkenin üssü varken, Türkiye’ye de adanın kuzeyinde bir üs sağlanmasının zamanının geldiğini belirtiyor” diyor.
Kayhan Karaca / Strasbourg
DW