DAÜ-SEN vicdani retle ilgili açıklama yaparak, hükümette bulunan tüm partilerin gerekli yasal düzenleme yapmakla yükümlü olduğunu bildirdi.
İşte açıklama:
Vicdani retçi Halil Karapaşaoğlu dün görüşülen dava sonucunda 2.000 TL para cezasına ve 10 gün içerisinde bu cezayı ödemediği takdirde 20 günlük hapis cezasına çarptırıldı. Karapaşaoğlu, savaş ve şiddet karşıtı, anti-militarist düşünceye sahip olduğu için sivil itaatsizlik olarak seferberliğe gitmeyi reddetmişti. Dava sonrası Halil Karapaşaoğlu para cezasını ödemenin de düşünceleriyle çeliştiğini ve cezayı ödemeyeceğini açıkladı. Bu durumda, büyük bir ihtimalle 10 gün sonra Halil Karapaşaoğlu 20 gün boyunca cezaevinde olacak.
Davada, Yargıç Temay Sağer kararı açıklarken “KKTC’de vicdani retle ilgili bir düzenleme yok ve seferberlik çağrısına uyulmaması suçtur” dedi. Karardan da açıkça anlaşılacağı üzere, karar, yani vicdani rettin suç sayılması KKTC’de vicdani retle ilgili bir düzenlemenin olmamasından kaynaklanıyor. BM İnsan Hakları Komisyonu’nun (1987/46) kararı bize açık bir şekilde her bir bireyin “askerlik hizmetine vicdani itirazının İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 18. Maddede ortaya konduğu şekliyle, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün meşru bir uygulaması” olduğunu söylüyor. Askerliğin zorunlu olduğu Avrupa Birliği ülkelerinde vicdani ret bir hak olarak tanımlanıyor ve bireye belirlenen süre ve kurumlarda (hastane, huzur evi, vb.) kamu hizmeti yaptırılıyor. Bugün Avrupa Konseyine üye olup askeri reddin suç sayıldığı son iki ülkeden biri olan Türkiye ise Vicdani Ret davalarında AİHM’nin 9. Maddesi olan düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle defalarca suçlu bulundu. Kıbrıs’ın kuzeyinde ise 10 yıldır vicdani retle ilgili mücadele sürüyor. Ancak hala, bununla ilgili gerekli yasal düzenleme YAPILMIYOR. Daha önce yine vicdani ret davalarından suçlu bulunan ve hapis cezasına çarptırılan Murat Kanatlı ve Haluk Selam Tufanlı’nın davaları ise AİHM’de sürüyor. Duruşma sonrası açıklama yapan Avukat Öncel Polili bu davalardan olumlu sonuçlar beklediklerini söyledi.
Bu durumda, bugün hükümette olan tüm partiler, vicdani retle ilgili gerekli yasal değişikliği yapmakla yükümlüdür. Hükümet eden tüm partilerin seçim kitapçıklarına baktığımızda vicdani retle ilgili düzenlemeyi görmek zaten mümkündür. Topluma verdikleri sözleri yerine getirmeleri gerekmektedir. Artık icraat zamanıdır. 10 senedir hukuksal olarak yol kat edilemeyen bu süreçte, evrensel insan hakları temelinde vicdani retle ilgili düzenleme yapmak meclisteki her milletvekilinin görevi ve önceliği olmalıdır!