Gazeddakıbrıs
“Görevi devraldıktan sonra 8 aylık süre içerisinde akaryakıta % 20-25, tüp gaza % 36 ve elektriğe % 40 dolaylarında zam yapan hükümet, ülkede hayatın pahalılaşmasına ve dar gelirli yurttaşlarımızın ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet vermiş durumdadır.”
Bu cümleler CTP’nin Ocak 2017 tarihli UBP-DP hükümeti hakkında yaptığı açıklamada yer alıyordu. Yine aynı açıklamada UBP-DP hükümetine yönelik olarak “Bu kapsamda, Mayıs 2016’ya kadar düşüş eğiliminde olan enflasyonun bu Hükümet göreve geldikten sonra yükseliş eğilimine girmiş olmasını sadece döviz ve petrol fiyatlarına bağlamanın yürütme erkinin fonksiyonunu küçümseyen çok büyük bir siyasi yanlış olacağı kanısındayız” ifadeleri kullanılmıştır.
Nerden nereye
Bugün 1.5 yıl önce CTP’nin eleştirdiği ve kendilerinin bu sorunlar çözebileceklerini iddia ettikleri her şey, CTP’nin de içinde bulunduğu hükümet tarafından uygulanıyor. Başbakan ve hükümet yetkililerinin tüm açıklamalarına ve çıkışları dar boğazda olan insanlar tarafından inandırıcı bulunmuyor. Kriz sadece ekonomik değil aynı zamanda inandırıcılık ve temsil krizi olarak da varlığını sürdürüyor.
Neredeyse her hafta yaşadığımız zam döngüsü içerisinde hükümet bir yandan muhalefetteyken eleştirdiği duruma düşerek zamları dövizdeki ve petroldeki artışlara bağlarken diğer yandan da sermaye kesimlerinin çıkarlarına dokunmadan krizin tüm faturasını çeşitli toplumsal kesimlere çıkartma çabasına girişiyor. Daha 1.5 yıl önce “zam yapan hükümet, ülkede hayatın pahalılaşmasına ve dar gelirli yurttaşlarımızın ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet vermiş durumdadır” açıklamasını yapan hükümet ortağı CTP, bugün aynı cümlelerin sanki hiç kurmamışlar gibi hareket etmektedir.
Tünelin ucu mu tünelin kendisi mi?
http://www.yeniduzen.com/zamlarin-sebebi-hukumetin-yanlis-ekonomi-ve-maliye-politikalaridir-85229h.htm