Bu makale ilk kez 18 Aralık 2023 tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Dün Büyük önder Stalin’in 145. doğum yıldönümüydü. Bugünkü köşe yazım Stalinsiz olamazdı. 145. Doğum Yıldönümünde Uluslararası İşçi Sınıfının Büyük Önderi Stalin’i selamlıyorum. Tarihte bireylerin rölü de önemlidir. Stalin dünya tarihinde çok önemli rol oynamış ender bireylerden biridir. Bireyleri değerlendirirken o bireyin tarihte oynadigi rolü tespit etmek gereklidir. Biliyorum Antikomünist çevrelerde Stalin düşmanlığı yaygındır. Stalinle ilgili olarak emperyalist dünya yalan ve sahte haberlerle doludur. Bunlara ayrı ayrı yanıt vermeye gerek yoktur. Tarihe mal olmuş bireyleri değerlendirirken, dünyadaki tüm toplumların ve farklı toplumsal sınıfların gelişmesinde, ilerlemesinde nasıl bir rol aldıklarına bakılmalıdır. Bu rol ‘proleteryanın yararina ve burjuvazinin (finans oligarklarinin, emperyalizmin) zararına mı olmuştur?’ sorusuna verilecek cevapla belirlenmelidir? Bu yaklaşım, Stalin dönemi için ve tüm tarihsel dönemler için geçerli olan bir yaklaşımdır.
Stalin düşmanlarına iddialarinin tamamen emperyalist dezenformasyon oldugunu gormeleri icin ABD’li profesör Grover Furr’un araştırmalarını incelemelerini salık verebeliriz. Ancak asıl yapılması gereken bu değildir. Asıl yapılması gereken Stalin`in Dünya toplumlarının doğal tarihsel gelişmesi sürecinde hangi sınıfların yanında yer aldığını tesbit etmektir.
Biz prensip olarak insanların aç kalmamasını, işsiz kalmamasını, uzun saatler calışmaya mecbur kalmamasını, savaşların yasaklanmasını, tüm insan potansiyellerinin değerlendirilmesini vb vb öneriyor ve bunlari elde etmek için belli bilimsel siyasetler ortaya koyuyoruz.
Stalin, böyle bir iddia ile ortaya çıkan tarihsel bir kişiliktir. Önerdiği siyasetlerde, insanlığın çıkarlarıyla çelisen, bilim dışı olan bir şey var mıdır? İşte sorun burada düğümlenir!
Biz bu siyasetimiz çerçevesinde toplumu örgütlemeye calışırken, emperyalist burjuvazi üstümüze üstümüze gelmekte, katliamlar ve savaşlar örgütlemekte ve bizi onlara karşı ayni alanlarda ustalaşmaya mecbur bırakmaktadır. Tüm savas karşıtı siyasi önermeler emperyalistler tarafından ayaklar altına alınmakta, tüm insanca yaklaşımlar red edilmektedir. SSCB’nin uluslararasi arenadaki yaklaşımları bunun örnekleriyle doludur.
İkinci olarak sorulacak soru şudur: bugünkü dünyada herbir insanın yaşamını, her bir kabilenin yaşamını, her bir ulusun yaşamını, halk kitlelerinin süregelen yoksulluk ve açlığını belirleyen nedir?
Bunu belirleyen emperyalizm ile komunizm arasındaki mücadelenin sonucu değil midir?
Peki bu savasta Stalin`in rolü ne olmustur?
Bu savasta anti-stalincilerin rolü ne olmuştur ve günümüzde oynadıkları rol nedir?
Her yil en az 50 milyon insan yok yere katlediliyorsa bunun sorumluluğu kimdedir?
Bu sorunların nasıl çözümlenebileceği, mevcut katliamların (ve hazırlanmakta olan daha büyük katliamların) nasıl önleneceği, ve bu noktada kimin hangi rolü aldığı ve almaya devam ettiği; ve anti stalinci takımın bu kavgada nasıl bir rol aldığı, Stalin’in SSCB’sini batıranların insanlığa katkı mı yaptığı, yoksa insanlığı kapkara bir barbarlığa mı sürüklediği gibi sorular asıl yanıt verilmesi ve aydınlatılması gereken sorulardır!
Bu makalem “Stalin Konusu Ele Alinirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” başlıklı ve benim arşivimde 2013 yılından beri bulunan bir yazıdan özetlenmiştir. Daha 10 küsur yıl öncesinden daha büyük katliamların hazırlanmakta olduğunu öngörmüş yazıyı hazırlayan yoldaşımız. İşte bugün İsrail faşizminin Gazzedeki toplu katliam terrörü gözlerimizin önünde sürüp gidiyor. Tüm bunlar 3gün çnceki makalemde de belirtiğim gibi Stalinin sovyetler Birliğinin çökertilmesinin sonuçlarıdır. Stalin öldü(veya öldürüldü). Ama düşünceleri yolumuzu aydınlatmaya mücadelemize ışık tutmaya devam ediyor. Emperyalizm er geç yenilecektir. emperyalist barbarlık son bulacaktır.